"استنتاج" - Translation from Arabic to Turkish

    • sonuca
        
    • sonuç
        
    • çıkarım
        
    • sonucuna
        
    • tahmin
        
    Dört yıl önce Brookings Enstitüsü'nde birkaç kişiyle beraber bir sonuca vardım. TED قبل أربعة أعوام، اشتغلت مع عدد قليل من الناس في معهد بروكينغز، ووصلت إلى استنتاج.
    Sonunda daha fazla düşünemeyecek duruma gelip, çok sığ bir sonuca ulaştım. TED وعندما انتهيت من تفكيري وصلت الى استنتاج بغاية الدقة.
    2200 yil öncesi için oldukça iyi bir sonuç bu. Open Subtitles و ذلك استنتاج جيد جداً بالنسبة الى 2200 سنة مضت.
    Acaba hiçbir zaman kendi kendine sonuç çıkaramayacak mısın? Open Subtitles هل من الممكن انك لن تستطيع ابدا التوصل لأي استنتاج بنفسك
    Oh, şahane, ikna edici, matematiksel bir çıkarım. Open Subtitles إنه لشئ رائع و مقنع استنتاج رياضى
    Fakat nihayetinde bazı sistematik nedenlerden ötürü bunun işe yaramadığı sonucuna vardım. TED ولكن وصلت في النهاية إلى استنتاج أنها لم تنجح فقط لأسباب منهجية.
    Onu sizin tahmin etmeniz gerekecek gibi gözüküyor. TED يبدوا أنه يجب عليك استنتاج العدد الأخير بنفسك.
    Buradan şu şaşırtıcı sonuca ulaşıyoruz: Ondalıklı sayıların listesi yapılamaz. TED لذلك نحن أمام استنتاج مذهل: أن الأعداد العشرية لايمكن حصرها ضمن قائمة.
    Titiz bilimsel araştırmalar kullanarak, Dr Hayden ve başka araştırmacılar şu sonuca vardılar: sadece katılma firsatı bulamıyor olmaları formda kalmalarına engel oluyordu. TED عن طريق البحث العلمي الدقيق، وصل الدكتور هايدن وغيره من الباحثين إلى استنتاج أن عدم توفّر فرصة للمشاركة تسبب في معاناة اللياقة البدنية.
    Bu Marie'nin şu sonuca varmasına yol açtı: Radyasyonun kaynağı her elementin atomlarının içinde var olan temel bir şey olmalıydı. TED وقد قادها ذلك إلى استنتاج أن الإشعاع كان صادرًا من شيء أساسي بداخل ذرات كل عنصر.
    Öğrencilerime aynı dersleri yüz kere öğretmeye çalışsam bile, halen daha anlamıyorlarsa, bu, beni tek bir sonuca götürür: Open Subtitles حاولت تدريس نفس الدرس لمئات المرات ولا زال الطالب لا يفهم فإننى مجبر على استنتاج
    Sanırım onun politik inançlarının ne olduğunu anlamak isteyen herhangi birisi bir sonuca varmıştır ve onun Başkan Nixon taraftarı olmadığını anlamıştır. Open Subtitles إذا تتبع أي شخص توجهاته السياسية فسيصل إلى استنتاج سريع أن هذا الرجل ليس من مؤيدي الرئيس نيكسون
    Çok hırslı biri. Büyük siyasi beklentileri var. Bu durumda kendiniz bir sonuca varabilirsiniz. Open Subtitles وأن لديه تطلعات سياسية كبيرة يمكنكم الآن استنتاج الموقف
    Soğuk ve duygusuz bir özne üzerinde, gözlem ve sonuç çıkarma... Open Subtitles قوه ملاحظه .استنتاج موضوع بارد و غير عاطفى
    Komisyonun vardığı sonuç... yani Lee Oswald'ın tek katil olduğu gerçektir. Open Subtitles استنتاج اللجنة أن لي اوزوالد كان القاتل الوحيد
    Acaba hiçbir zaman kendi kendine sonuç çıkaramayacak mısın? Open Subtitles هل من الممكن انك لن تستطيع ابدا التوصل لأي استنتاج بنفسك
    Polislerin endişelendikleri kadarıyla intihardan başka bir sonuç çıkarılamıyor. Open Subtitles بالرغم من اهتمام الشرطه لكن لا يوجد استنتاج اخر للامر غير كونه انتحارا
    Bu L'in, yani Ryuzaki'nin ulaştığı aynı sonuç! Open Subtitles هذا نفس استنتاج إل ، أقصد ما وصل إليه ريوزاكي
    Yaptığım çıkarım yararsız bir alıştırmadan fazlası değil. Open Subtitles لا شيء أكثر من استنتاج عديم الفائدة
    Mycroft, ilkel çıkarım yapma konusunda becerikli olduğunu gösterdin. Open Subtitles مايكروفت اثبت انك قادر على استنتاج أولي
    Şu ana kadarki bulgularımız, bizi İndus yazısının bir dili yansıttığı sonucuna götürüyor. TED النتائج التي توصلنا حتى الآن يبدو أنها تشير إلى استنتاج أن النص الاندوسي ربما لا يمثل اللغة.
    Son 15 yılda kusursuz tek bir vücudun olmadığı sonucuna vardım. TED على مدى 15 سنةً الماضية، وصلت إلى استنتاج يقول أنه لا يوجد جسم مثالي.
    İdare edilmesi lazımdı. Bir dakika yalnız bıraksan ne olacağını tahmin edersin. Open Subtitles إذا تركتها لوحدها لدقيقة واحدة فتستطعين استنتاج ما سيحدث

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more