Lundy, Üçlemeci'nin ritüelini yarıda kesmemek için ne kadar ileri gidebileceğini hafife aldı. | Open Subtitles | استهان (لاندي) بالمدى الذي قد يبلغه قاتل الثالوث ليحرص على عدم مقاطعة طقسه |
Lundy, Üçlemeci'nin ritüelini yarıda kesmemek için ne kadar ileri gidebileceğini hafife aldı. | Open Subtitles | استهان (لاندي) بالمدى الذي قد يبلغه قاتل الثالوث ليحرص على عدم مقاطعة طقسه |
Belki de bizi hafife aldı. | Open Subtitles | لكن لعله استهان بنا |
Vali Lord Ashe onu hafife aldı ve Charles Town yandı. | Open Subtitles | والحاكم (آش) أيضاً استهان به، و(تشارلز تاون) احترقت |
Bizi hafife aldı. | Open Subtitles | لقد استهان بنا |