Ancak yine de kişi başına düşen et tüketimi eskisi gibi oldukça yüksek. | TED | ومع ذلك، فإن استهلاك الفرد للحوم، في أعلى المستويات التي سجلت في التاريخ. |
Bunlar, metrekare başına vat ile ölçtüğüm birim alan başına eşit güç tüketimi çizgileri. | TED | هذه الخطوط تمثل تساوي استهلاك الطاقة للمساحات المتساوية، أقيسها بوحدة واط للمترالمربع |
Birleşik Krallık'ın toplam enerji tüketimini, sadece taşıma değil, her şeyi, ampullerle ölçmek istiyorum. | TED | استهلاك الطاقة للمملكة المتحدة الكلي، ليس فقط المواصلات، ولكن كل شيء أُفضل قياسه بالمصابيح الضوئية |
Bahsetmek istediğim talebe yönelik üçüncü seçenek, enerji tüketimini azaltmanın üçüncü yolu, sayacınızı okuyun. | TED | الجانب المطلبي الثالث للخيارات الذي أريد التحدث عنه الطريقة الثالثة لتقليل استهلاك الطاقة هو إقرأ عداداتك. |
Şu anda,Kaliforniya'nın enerji tüketiminin... ...yüzde 20'si,daha çok... ...Güney Kaliforniya'ya su... ...pompalamak için kullanılıyor. | TED | حاليا، 20 في المائة من استهلاك الطاقة في كاليفورنيا مستخدمة لضخ المياه غالبا في جنوب كاليفورنيا. |
Ve şimdi, tedarik zincirinin bağımsız cumhuriyeti... bizi tatmin edecek şekilde... ...yönetilmemekte olan etik tüketim... ...ve ticaretiyle uğraşabiliriz. | TED | والآن جمهورية سلسلة التوريد المستقلة هذه لا يتم حكمها بطريقة ترضينا بأن تشارك في تجارة أخلاقية أو استهلاك أخلاقي |
Ana sorunlardan birisi pil tüketimi ve doldurulmasıydı. | TED | واحدة من القضايا الرئيسية التي تم استهلاك البطارية والشحن. |
İnşaat ve imalata bakacak olursak, orada büyük yetersizlikler, enerji tüketimi ve aşırı iş gücü teknikleri var. | TED | إن نظرنا إلى البناء و التّصنيع، هناك العديد من القصور، استهلاك الطّاقة وتقنيات العمل مفرطة. |
Bazıları sorunun fazla kalori tüketimi olduğunu düşünüyordu. | TED | البعض يعتقد أن السبب يكمن في استهلاك كميات كبيرة من السعرات الحرارية. |
Bay Gürültü, Bay Benzin tüketimi, Bay Çatışmayı Önleyici Özellikler'iniz var. | TED | لديك الأستاذ. الضجيج، الأستاذ. استهلاك الوقود، الأستاذ. الخواص المضادة للاصطدام. |
Otomotiv enerji tüketimi ve hava kirliliği dramatik olarak azalacak. | TED | استهلاك السيارات للطاقة وتلوث الهواء سيقل بشكل لا يصدق |
Son elli yılda, küresel et tüketimi dört kattan fazla arttı, 71 milyon tondan 310 milyon tona çıktı. | TED | خلال 50 عاما الماضية تضاعف استهلاك اللحوم العالم ثلاث مرات من 71 مليون طن ليصبح 310 مليون طن. |
Çevre; enerji tüketimini, su bulunabilirliğini, atık ve kirliliği içeriyor, yani kaynakların etkin kullanımını sağlamakla ilgili. | TED | تشمل البيئة استهلاك الطاقة، توافر المياه والنفايات والتلوث، الاستخدام الرشيد للموارد. |
2020'ye gelindiğinde Çin tek başına Almanya'nın tüm elektrik tüketimini sadece rüzgâr ve güneş enerjisinden üretmeyi başaracak. | TED | وبحلول عام 2020 ستولد الصين إجمالي استهلاك ألمانيا من الطاقة الشمسية وطاقة الرياح فقط. |
Sonra binanın enerji tüketimini en aza indirmek için ön cephenin camlarını optimize ettik. | TED | ثم انتقلنا للوصول للوضع الأمثل من تزجيج الواجهات لكي نُخَفّض استهلاك الطاقة في المبنى. |
Yani diğer ülkelerin gelecekteki enerji tüketiminin nasıl olabileceğinin de bir örneğiyiz. | TED | لذا نحن صورة عن كيف سيكون مستقبل استهلاك الطاقة في البلدان الأخرى أيضاً |
Verilerin bir kısmına bakarsak Çin'in kömür tüketiminin 2013 yılında zirveye ulaşmış olabileceğini görebilirsiniz. | TED | إذا نظرنا إلى بعض البيانات، يمكننا أن نرى أن استهلاك الفحم في الصين قد بلغ قمته في عام 2013. |
JF: Sol tarafta roketin yükselip yakıt tüketiminin azaldığını fark edeceksiniz. | TED | في أعلى يسار الشاشة ستلاحظون كمية استهلاك الوقود تتناقص بعد إطلاق الصاروخ. |
Ayrıca bu binanın performansını enrerji tüketim miktarlarını göze alarak normal bir kütüphaneye karşı ölçebilirsiniz. | TED | ويمكنك قياس الأداء، من ناحية استهلاك الطاقة، لذلك المبنى مقابل مكتبة نموذجية. |
Şimdiki problem yeterli oksijen kaynağında ziyade, su tüketim hızı, soğutma için oldukça gerekli... yoksa elektronik systemler aşırı ısınır. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار حتى أراه بنفسي المشكلة الآن ليست في كمية الأكسجين و لكنها تكمن في معدل استهلاك المياة |
Adelie penguenleri hayret verici şekilde yılda 1.5 milyon ton kril tüketiyor. | Open Subtitles | وما يثير العجب هو استهلاك بطاريق أديلي مليون طنٍ ونصف المليون سنوياً |
Ne kadar hafif olursa o kadar yakıt verimli olur. | TED | كلما خف وزنهم، زادت كفاءة استهلاك الوقود. |
Ve tüm bunlar enerji tüketiminde büyük patlamalara neden olmadan gerçekleşecek-- çünkü güneş pillerinin mantığı bunun tam tersi. | TED | وكل هذا دون التسبب في استهلاك ضخم للطاقة لان الخلايا الشمسية عكس ذلك تماما |
Eserde köle ticaretine şekerin aşırı miktarda tüketimine ve arada kalan bazı tatlı anlara değinildi. | TED | بدءًا من تجارة الرق وحتى زيادة استهلاك السكر ولحظات رائعة بين الحدثين |
Kömür tüketimindeki bu azalma tüm ülke çapında hava kalitesini iyileştirmede doğrudan etki ediyor, mavi kısımlarda gösterdiğim gibi. | TED | وذلك الانخفاض في استهلاك الفحم يقود التحسن في جودة الهواء عبر البلاد، كما يوضحه اللون الأزرق هنا. |
Fiona, Bizim su tasarrufu yapmamız gerekiyor. Kuraklık zamanındayız. | Open Subtitles | ولكن من المفروض أن نخفف من استهلاك الماء نحن في مواسم جفاف |