Düşman filosu ile Amerikan sahilleri arasında sadece 3 uçak gemisi var. | Open Subtitles | حاملاتنا الثلاثه هى كل ما يحول بين اسطول العدو و الساحل الامريكى |
Bu sözde mahkeme, Yıldız filosu ve onun temsil ettiği şeyler... önünde diz çökmeli. | Open Subtitles | إن ما تسميه أنت محكمة يجب أن يركع أمام اسطول الفضاء ما يمثله |
Evet Üstad, yakınlardaki bir Ayrılıkçı takviye filosu ile mücadele ediyor. | Open Subtitles | نعم ايها المعلم, انها مشغولة بالتعامل مع امددات اسطول الانفصاليون المجاور لها |
Bir filo zeplin, Özel bir uçak tarafından Londranın güneyinde, Newfields civarında görülmüş. | Open Subtitles | مجموعة خاصة قد حددت موقع اسطول مناطيد على الساحل الجنوبي , في السماء |
Koloni filosuna katılıyorsunuz, hanımlar ve beyler okul sonrası gittiğiniz bir kulübe değil. | Open Subtitles | انكم منضمون الي اسطول المستعمرات وليس كنادي مدرسي |
Sayın Başkan, buradayım; çünkü Amerikan İHA filosunun savunmasız olduğunu ve bugün olacak bir terörist saldırıda kullanılacağına inanıyorum. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، انا هنا لأني متأكد ان اسطول الطائرات الآلية الأمريكية قابل للإختراق وسوف يستخدم في هجمات إرهابية اليوم |
Az önce aldığım bilgiye göre, bir Cumhuriyet filosu, Ryloth'daki ablukayı delmiş. | Open Subtitles | تبدوا شاحبا , ايها السيناتور لقد تلقيت معلومة ان اسطول من |
Az önce aldığım bilgiye göre, bir Cumhuriyet filosu, Ryloth'daki ablukayı delmiş. | Open Subtitles | تبدوا شاحبا , ايها السيناتور لقد تلقيت معلومة ان اسطول من |
Eyvah, Cumhuriyet filosu olmadan bittik demektir. | Open Subtitles | يا الهي بدون اسطول الجمهوريه نحن مهزومين |
Direktör, Asi filosu geldi. Kalkanın dışında toplanıyorlar! | Open Subtitles | أيّها المدير، اسطول المتمرّدين، إنّها تحتشد خارج الدرع. |
Anladığımız kadarıyla Apophis'in filosu bu olay esnasında yakındaymış. | Open Subtitles | على حسب ما استطعنا التوصل اليه فان اسطول "ابوفيس" كان على مقربة منه اثناء حدوث ذلك |
Hey İmparatorluk filosu, biraz Dack'in tadına bakmaya hazır ol! | Open Subtitles | اسطول الامبراطورية، كن مستعدا لداك |
Ben filo amiraliyim ve sana yola çıkmanı emrediyorum. | Open Subtitles | حسناً ، لقد ترقيت الى قائد اسطول لذا انا امرك ان تغادر |
200 savas gemisi ve hepsinden önemlisi yaklasik 600 uçak tasiyan sekiz uçak gemisinden mürekkep müstesna filo. | Open Subtitles | مئتين سفينه حربي وفوق كل شىء اسطول استثنائى يتألف من ثمانى حاملات طائرات تنقل نحو 600 طائره |
Dört gemiden oluşan bir filo, sektör 6'da hiperuzaydan çıktı. | Open Subtitles | اسطول من اربعة سفن حربية قد قفز بسرعة الضوء الى القطاع ستة |
Planlarımızı Asi filosuna iletebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا إرسال المخططات إلى اسطول المترّدين. |
Her yıl, nerdeyse hiç gerçekleşmeyecek olan bir tehditten bizi koruması için sürekli devriye gezen nükleer denizaltı filosuna milyarlarca dolar harcıyoruz. | TED | كل عام نُنفق مليارات الدولارات, للإبقاء على اسطول الغواصات النووية يقوم بدوريات دائمة في المحيطات, لحمايتنا من تهديدٍ بات معظمنا مقتنعاً بأنه لن يحدث أبداً. |
İkinci en büyük araç filosunun sahibi. | TED | لديهم ثاني أكبر اسطول سيارات على الطريق. |
Armada yelken açmaya hazırdı. | Open Subtitles | اسطول هائل جاهز للأقلاع |
Filonun geleceğinin tehlikede olduğunu düşünürsek, çok cesaretli bir şey yaptınız. | Open Subtitles | بمُستقبل اسطول مهدّد بالضياع ما فعلته مُنتهى الشجاعة |
Burada bir garnizon bırakırdı elimizde kalan ufak filoyla ganimeti Makedonya'ya götürürdü Atinalıları bizi desteklemeye zorlardı, sonra da 5 kat güçlü bir orduyla istila ederdi. | Open Subtitles | -كان سيترك حامية هنا -وياخذ الغنائم الى مقدونيا فى اسطول اقل مما تركنا -و لاجبار اثينا على امدادنا بغزوها ثانية بجيش اكبر من هذا خمس مرات |
Toydaria gezegeni, en yakın filodan 2000 parsek daha yakında bulunuyor. | Open Subtitles | كوكب تيوديرا على بعد 2000 سنة ضوئية لاقرب اسطول |
Babam koloni filosunda. | Open Subtitles | (والدي كان في اسطول ( كولونيال |
Bir sağa bir sola kıvrılıyordu. Yüz koyun kadar boyu vardı. | Open Subtitles | يزحفون في الطريق و كانهم اسطول من السفن |