Silikon Vadisi'nde yetişen ufak tefek, sıska ve utangaç Asyalı bir çocuk olarak, onlar beni daha iyi, büyük bir dünyanın varlığına inandırmışlardı. | TED | كوني اسيوي ضعيف خجول يعيش في السيليكون فالي مع احترام منخفض للذات ، هؤلاء الرجال جعلوني اؤمن بشيء أكبر. |
Ben vakit kaybetmeden Asyalı önde gelen bir arkeoloğu bize eşlik etmesi için ayarladım bile. | Open Subtitles | انا رتبت لان يقود الرحلة عالم اثار اسيوي |
Burdaki en tatlı hatun şurdaki Asyalı adam. | Open Subtitles | . النساء الجميلات هنا , وها هو رجل اسيوي |
- Evet, bunu da çalışma odasına bir Asyalıyı bağlayan adam söylüyor. | Open Subtitles | أجل، هذا القول صادر من الرجل الذي لديهِ رجلٌ اسيوي مقيد في مكتبتهِ |
İsa'yla ilgili onca spekülasyon... siyahtı, Asyalıydı... mavi gözlü bir Hintliydi, | Open Subtitles | كل التكهنات حول المسيح أنه كان أسود وكان اسيوي عيون زرقاء ولحية صفراء |
Biz de sürtük hemşire ve Asyalı transseksüel olarak gideriz. | Open Subtitles | نستطيع الذهاب على اننا الممرضة الجذابة . و اسيوي متحول جنسيا او شيئا ما |
Mesela bir asyalıya, sana iyi Asyalı sürücülerin bir listesini vermesini isteyemezsin. | Open Subtitles | لن تسأل رجل اسيوي ليعطيك لسته لـ سآئقين اسوين جيدين |
Bunun hep, Vegas'ta küçük bir kilisede, küçük bir Asyalı bizi kovalarken olacağını hayal ederdim. | Open Subtitles | تصورت دائما بأن هذا سيحدث في لاس فيغاس في كنيسة زفاف صغيرة بينما نطارد من قبل شاب اسيوي صغير. |
İstersen yarı Asyalı arkadaşını davet edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك دعوة ذلك الصديق النصف اسيوي اذا اردتي |
O yarı Asyalı eleman bana geçiş maddesi gibi bir şey miydi? | Open Subtitles | اذا هذا الشخص النصف اسيوي كان عبارة عن مدخل لي |
Biliyorsun, Asyalı bir grafiker ile evleniyor. Söylediler. | Open Subtitles | ستتزوج من مصمم اسيوي كما قيل لي |
Bir Asyalı'ya hata yaptığını söylememelisin. | Open Subtitles | لا تستطيعي أن تخبري اسيوي انه ارتكب خطأ |
Beyaz, beyaz, beyaz, beyaz, yarı Asyalı, sonra da sen. | Open Subtitles | ابيض, ابيض, ابيض ابيض نصف اسيوي, ثم انت |
Belki bir Zenci ya da Asyalı | Open Subtitles | ربما طفل اسود , او طفل اسيوي... |
Asyalı, 40'lı yaşlarda. | Open Subtitles | اسيوي , بمنتصف الاربعينات |
- Bir ortağı vardı. Bir Asyalı adam. | Open Subtitles | لقد استقصيت , يوجد شخص اسيوي, |
Asyalı bir kuru temizlemecinin elinden şeker alır gibi. | Open Subtitles | كأخذ الحلوى من اسيوي منظف |
Asyalı çocuk getir. | Open Subtitles | -نعم احضر لي طفل اسيوي |
Aşırı uzun bir Asyalıyı kaçarken gördüm. | Open Subtitles | رأيت رجل اسيوي طويل يجري خارجا |
Çünkü Kristi Yamaguchi becerikli bir Asyalıydı. | Open Subtitles | في برنامج "الرقص مع النجوم" فقط بسبب "كريستي ياماقوتشي" وهو اسيوي وكرة من النار.. |
Noel Baba Asya'lı. | Open Subtitles | بابا نويل اسيوي. |