Ve Michael onda istediği bilginin olabileceğinden şüphelendi. | Open Subtitles | ومايكل اشتبه بأنها تمتلك المعلومات التي احتاجها |
Ve Michael onda istediği bilginin olabileceğinden şüphelendi. | Open Subtitles | ومايكل اشتبه بأنها تمتلك المعلومات التي احتاجها |
Büro şüphelendi ve onları risk altındalar diye davadan aldı. | Open Subtitles | المكتب الفيدرالي اشتبه بأنهم في خطر |
Ambulans olmadığından sadece Benjamin şüphelenmişti. | Open Subtitles | بينيامين فقط من اشتبه بانها لم تكن سيارة اسعاف |
Bir köstebekten şüphelenmişti. | Open Subtitles | لقد اشتبه بوجود خائن. |
Devasa beyninizin şüphelendiği gibi efendim çift renkli Florida plâkalı spor amaçlı bir taşıt apartmanın karşısındaki sokağa park etmiş. | Open Subtitles | كما اشتبه به .. دماغك العملاق يا سيدي سيارة دفع رباعية حمولة 2 طن بلوحات تسجيل فلوريدا |
Tamam, indiklerinde Janssen aranacağından şüphelendi. | Open Subtitles | حسناً, ربما اشتبه (جانسن) أنهم كانوا سيبحثون عنه عندما يهبط. |
- Rademacher bizden şüphelendi. | Open Subtitles | -راديماخر) اشتبه فينا) |
Ama Harry, bir şeylerden şüphelenmişti, değil mi? | Open Subtitles | لكن اشتبه (هاري) بأمر ما , أليس كذلك ؟ |
Kendisini kazıklayanı bilmiyor, o yüzden şüphelendiği tüm müşterilerini öldürüyor. | Open Subtitles | ,هو لا يعلم من من غدر به و اخلف العقد معه اذن,الأن قتل كل عميل اشتبه فيه |
Tıpkı Edgar Allan Poe'nin "Maelzel'in Satranç Oyuncusu" öyküsünde şüphelendiği gibi. | Open Subtitles | مثل مقالة (إدغار آلان بو) عندما اشتبه بلاعب شطرنج (ميلزل) الآلي |