"اصبحت" - Translation from Arabic to Turkish

• oldu
• oldum
• oldun
• artık
• olduğunu
• haline
• hale
• daha
• başladı
• olmuş
• başladım
• beri
• olmuştu
• sonra
• dönüştü

Flicka yaralı ruhumu iyileştirdi ve onun bir parçası oldu.
فليكا ساعدتنى لشفاء روحى المكسورة و اصبحت جزئا من روحى

Ölümsüz mü oldum diye merak edersin, sanki kendi hayatınıda kurtarmışsın gibi.
تتسائل اذا كنت اصبحت مخلدا مثل كما لو انك تنقذ روحك جيدا

Internette viral oldun çünkü birinin canını yaktın onlar için bir artı.
اصبحت معروفا لانك قد تغلبت على قرف احدهم وهذه اضاافة بالنسبة لهم

Onları her yerde görmüşsünüzdür. özellikle radarların artık daha ucuz olduğu şu günlerde.
لقد رأيتموها هنا في المحيط وخاصة ان الرادارات هذه الايام اصبحت ارخص سعراً

Hayatımın dönüştüğü bu mantıksız duruma, verdiğim tek mantıklı yanıt oldu bu.
لقد كان الرد المنطقي الوحيد للموقف الغير المنطقي الذي اصبحت حياتي عليه

Empatiyi ateşlemek Kendinden Menkul Gerçekler'in belkemiği oldu
اثارة التعاطف اصبحت العمود الفقري للحقيقة البديهية

Senenin en onemli derslerinden biri bu oldu, iyi bir insanmis gibi gorunmeye calistikca, yavas yavas daha iyi bir insana donustum.
كان هذا واحد من الدروس الضخمة كنت تقريبا اتظاهر باني شخص جيد و اصبحت شيئا قليلا من شخص جيد.

Oh, sağolun birkaç kere içtim, çok sarhoş oldum artık yok.
شكرا ولكن منذ ان اسكرتنى التاكيلا اصبحت لا اتناول الكحوليات ابدا

"Buna asla inanmayacaksınız, ama dün donanmada övülen bir denizci oldum.
لن تصدق , و لكن بالامس اصبحت بحارا تفخر به البحرية

Senin sayende, yaşamını senin gibi adamların peşine düşerek geçiren biri oldum.
بفضلك انت اصبحت شخصا يمضي باقي حياته يلاحق اشخاصا مثلك حتى النهاية

Unutkanlığının yanında bir de şüpheci mi oldun Paula?
هل اصبحت شكّاكة كما انت شاردة الذهن يا بولا ؟

Seni yaygaracı herifin teki olarak hatırlıyorum evlat. Birdenbire sus pus oldun.
انا اتذكرك يابنى,كشخص مزعج, ولكنك على حين فجأة, اصبحت هادئا

Mutlu bir üç yıl olduğunu söyleyemem. Ama artık herşey geride kaldı.
لا أستطيع وصفها بأنها كانت 3 سنوات جميلة لكنها اصبحت في الماضي

Şimdi ailenin yüzkarası olduğuma göre artık o kadar mükemmel sayılmam.
الان و قد اصبحت عار الاسرة ، لم اعد كامل ابدا

Altın kaplama silahlar Asyalı toplumumuzun popüler bir takdir nesnesi haline geliyor.
المسدسات المطلية بالذهب اصبحت مشهورة كعلامة للتقدير ضمن فئة محدده من الاسيويين

Sana ne kadar fazla şey söylenirse o kadar tehlikeli hale gelirsin.
شئ اخر , كلما عرفت اكثر من انسان كلما اصبحت اكثر خطوره

Ben, iş hayatında evdekinden daha çok aiama kaydettiğimize ikna olmuş durumdayım.
لقد اصبحت مقتنعة اننا احرزنا تقدما اكثر في العمل اكثر من المنزل.

Benim için İnternet kullanışlı bir araç olarak başladı ve şimdi ise günlük yaşamım için bağlı olduğum bir şey haline geldi.
بالنسبة لي .. بدء الانترنت كأداة مفيدة واليوم اصبحت اداة لا يمكن التخلي عنها وجزء من الوجود اليومي

Bu şekilde 17 yaşımdayken onları yapıştırmaya başladım.
كان الامر على ذلك النحو , عندما اصبحت في سن السابعة عشر, بدأت ألصق تلك الصور.

İmparator olduğun günden beri, mührü sadece bir kişiye verdim.
منذ أن اصبحت إمبراطورنا لم أعطِ ختمى إلا لشخص واحد

Sonunda Rapunzel'in bir yuvası ve gerçek bir ailesi olmuştu.
اخرا رابونزيل عادت الى المنزل وأخيرا اصبحت لديها عائلة حقيقية

Sadece herşeyi gördükten... herşeyi duyduktan sonra gerçeği kabul edecektin.
فقط بعد كل شئان رأيت وسمعت اصبحت قادرة لقبول الحقيقة

Son 200 yılda çok daha gözü kara birine dönüştü.
أعترف أنها اصبحت متهوره على مدى السنوات الـ 200 الماضية