| Sonra o beni bir filmi izlemeye götürdü, ki benim aslında görmek istemediğim bir film. | TED | وقد اصطحبتني لمشاهدة فلم لم أكن أرغب في مشاهدته. |
| Bir gece beni bir gece kulübüne götürdü ve pezevengiyle tanıştırdı. | Open Subtitles | و في ليلة من الليالي اصطحبتني للنادي و قدمتني لقوادها |
| Annem beni oraya götürdü, yani aç kaldığım için kendimi boktan hissedeyim diye. | Open Subtitles | لقد اصطحبتني أمي إليه لتجعلني أشعر بالسوء، تعلمن، حيال تجويع نفسي. |
| Gab beni onun Marsilya Kiremiti dükkanına götürdü. | Open Subtitles | اصطحبتني (تاكو) إلى منزلها المغربي الطراز |
| Ama beni hastaneye götürürsen beni bir hücreye kapatacaklar çok fazla ilaç içirecekler ve ne olduğunu söylemem için zorlayacaklar. | Open Subtitles | إذا اصطحبتني للمستشفى، سيعكفونني في غرفة مبطنة نفخي بالعقاقير، وإكراهي على إخبارهم بما وقع |
| O da beni alıp boy aynasının önüne götürdü. | Open Subtitles | لذا اصطحبتني للمرأة الكبيرة مرة اخري |
| - Sonra beni bir kulübe götürdü. | Open Subtitles | ـ في الشارع وبعدها اصطحبتني للنادي |
| Yani, bak altı yaşındayken annem beni tuhaf bir apartman binasına götürdü beni basamağa oturtup beklememi söyledi. | Open Subtitles | اسمعي ... عندما كنت في السادسة من عمري اصطحبتني أمي إلى مبنى سكني غريب |
| Gab beni onun Marsilya Kiremiti dükkanına götürdü. | Open Subtitles | اصطحبتني (تاكو) إلى منزلها المغربي الطراز |
| Ve o da beni indochine restoranına götürdü. | Open Subtitles | و اصطحبتني لذلك المطعم , "اندوشين |
| Ayrıca, beni hastaneye geri götürürsen yeniden kefaletle serbest bıraktırman gerekecek. | Open Subtitles | لو اصطحبتني إلى المُستشفى، فستضطرّ لدفع كفالتي من جديد. |
| Hatırlamıyorum ama beni idman alanına götürürsen seni oraya götürebilirim. | Open Subtitles | لا أتذكر ذلك ، لكن إذا اصطحبتني إلى الملعب الرياضي أستطيع اصطحابك إليه |