"اصطياد" - Translation from Arabic to Turkish

    • yakalamak
        
    • avlamak
        
    • avı
        
    • yakalamaya
        
    • yakalamayı
        
    • balıkçılığı
        
    • avını
        
    • avcılığı
        
    • avlayarak
        
    • avına
        
    • avlama
        
    • avlarken
        
    • avlanmak
        
    • yakalarsın
        
    Güreş, kalçanın yere gelmesine izin vermek, yalandan... yalandan balık yakalamak. Open Subtitles التصارع، السماح للثمر بأن يقتلع، بشكل مزيف اصطياد السمك بشكل مزيف
    Hayır, ama bir tane tutup onu da diğerini yakalamak için kullanabilirim. Open Subtitles لا ، لكنني استطيع اصطياد سمكه واحده واستخدام تلك السمكه لاصطياد الاخرى
    Bizim işimiz balina avlamak ve yeryüzünün lambaları için yağ elde etmek. Open Subtitles إن مهمتنا بالحياة اصطياد الحيتان ونأخذ من دهونها لتستمد به مصابيح العالم
    Bu bir maymun avı sırasında, zehirli uçlu oklarla avlanırken. TED وقد شهدنا اصطياد " قرد " بواسطة عصي تحمل سهاماً
    22 kilometrelik saklanabileceği su alanı varken bir hayvanı yakalamaya çalışmak anlamsız. Open Subtitles من الحماقة اصطياد حيوان مختبئ في 24 ميل من المياه
    Belki de bu defa kötü adamları yakalamayı FBI'a bırakmalısın. Open Subtitles ربما عليك ترك مهمة اصطياد الأشرار لمكتب التحقيقات الفيدرالي هذه المرة
    Somon balıkçılığı projesinin araştırma-geliştirme ayağının ilk etap ödemesi. Open Subtitles انها الدفعة الأولى من مرحلة تطوير الابحاث لمشروع اصطياد السلمون
    Bir yerde jonglörlüğün sırrının yakalamak değil, atmak olduğunu okumuştum. Open Subtitles قرأت مرة أن المهم في شعوذة ليس اصطياد ولكن رمي.
    Onu yakalamak paha biçilemezdi çünkü o bunun tam olarak nasıl kullanılacağını biliyordu. Open Subtitles اصطياد لها كان لا تقدر بثمن لأنها كانت تعرف بالضبط كيفية استخدام هذه،
    Bu yüzden bilgisayarlar her ne kadar tek başlarına en zeki dolandırıcılar dışındakileri yakalayabilseler de, en zeki olanları yakalamak başarı ile fiyasko arasındaki farkı oluşturuyor. TED ولمدة كانت الحواسيب قادرة على اصطياد كل شيء إلا المحتالين الأكثر ذكاءاً، اصطياد الأذكى هو الاختلاف بين النجاح والفشل
    Düşman denizlere girip korsan teknelerini ve uyuşturucu kaçakçılarını avlamak için. Open Subtitles التسلل إلى المياة الإقليمية لدولة معادية اصطياد مهرّبي المخدرات وسفن القراصنة
    Evet haklısın ama hayalet avlamak bir nevi bizim işimiz. Open Subtitles حسنا هذا صحيح ، لكن اصطياد الأشباح هو ما نفعله
    gece vakti hayvan avlamak istediğinizde tünel lambası olarak kullanılan madenci fenerini yanınıza alırsınız. TED إن حصل و أردت اصطياد الحيوانات ليلا تأخذ معك مصباح عامل المنجم المسمى مصباح المناجم
    Katil "cinayet avı" konusunda bilgi sahibi olmuş olmalı. Open Subtitles ان القاتل كان يعلم قواعد لعبة اصطياد القاتل
    Buradaki karınca yakalamaya çalışıyor ama tekniği tam olarak kavradığı söylenemez. Open Subtitles يُحاول هذا اصطياد النمل، لكنه لم يكسب المهارة اللازمة.
    Büyük bir avı yakalamayı iyi öğrenemedikleri sürece bu kardeşler yakında açlıktan ölecek. Open Subtitles إن لم تتقنان اصطياد الحيوانات الكبيرة فستتضوّر الأختان جوعًا عن قريب
    Yemen'de somon balıkçılığı projesi. Open Subtitles مشروع تقديم اصطياد السلمون في اليمن.
    avını çok etkili bir şekilde avlayabilmesini sağlayan karmaşık yollar oluşturmuş. Open Subtitles صنعت شبكة مُعقدة من المسارات، تُمكنها من اصطياد فريستها الحشرية بفعالية تاّمة.
    Fakat gerçek gezegen avcılığı süreci, çok fazla grafiğe bakmayı gerektiriyor, burada size gösterdiğim gibi ve notlar eklemeyi gerektiriyor. TED ولكن اصطياد الكواكب فعليًا يتضمن النظر كثيرًا إلى رسوم بيانية، مثل المعروضة هنا، والتعليق عليها.
    ihtiyacimiz olan tüm hayvan proteinini avlayarak almamamiz için hiçbir sebep yok. Open Subtitles لا يوجد سبب يمنعنا من اصطياد الحيوانات التي نريد أكلها, بمسؤولية
    Tatlım, çocuğun olduğu zaman arkadaşınla yaptığın her şey hokey olsun, geyik avına çıkma olsun, matematik olsun unutulup gidiyor. Open Subtitles عزيزتي ، حين ترزقين بطفل، كلأمورالصداقةالعزيزةتلك.. الهوكي ، رحلات اصطياد الرنة، الحساب.. جميعها تقذف من النافذة
    Sanırım çaylakları avlama konusunda uzmanlaşmışlar. Bizi yenerek bedavadan galibiyet kazanmak istiyorlar. Open Subtitles أظنّهم مُختصّين في اصطياد الوافدين الجُدد، إنّهم يودّون نقاط فوز على حسابنا.
    Ona, şempanze avlarken ağaçtan düşen eski cesur savaşçı Yamanon'un şarkısını söyledik. Open Subtitles يامانون فقط يغني أغنية قديمة، محارب شجاع يسقط من شجرة وفي حين اصطياد الشمبانزي.
    Dişiler haftada yalnız bir av ile yetinebilirken erkekler, daha küçük avlarla sınırlı olduklarından çoğunlukla takriben iki kez avlanmak zorunda. Open Subtitles حين يكفيها صيدٌ واحد لمدّة أسبوع أمّا الذكر المقيّد بطرائد صغرى عليه اصطياد ضعف ذلك العدد تقريبًا
    Şekerle daha fazla sinek yakalarsın ya. Open Subtitles يمكنك اصطياد المزيد من الذباب بالسكر، أليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more