Ama daha önce sorunum ortaya çıktığında annenizin bana çok yardımı dokunmuştu. | Open Subtitles | ولكن في اخر مرة ضهر اضطرابي والدتك حقا ساعدتني |
Salgın, benim sorunum ve kimse beni durduramıyor. | Open Subtitles | العدوى هي اضطرابي ولايوجد اي احد يمكنه ايقافي |
sorunum bunu düzeltebilecekse bunu denemem gerek Gloria. | Open Subtitles | اذا كان اضطرابي سيصلح هذا فأنت تعلمين ان علي المحاولة , غلوريا |
sorunumu kapatamıyorsak ne yapacağız? | Open Subtitles | اذا لم نتمكن من إيقاف اضطرابي ماذا نفعل؟ |
sorunumu aktifleştiren sensin zaten. Sonra beni öldürmeye çalıştın. | Open Subtitles | انت الشخص الذي قام بتفعيل اضطرابي ومن ثم حاول قتلي |
sorunum Lizzie'ye geçince çok korkmuştum. | Open Subtitles | شعرت بالرعب لحصول ليزي على اضطرابي |
sorunum Afganistan'da aktifleşmişti. | Open Subtitles | اضطرابي الاول تفعل في أفغانستان |
Bu sorunum yüzünden oluyor. Kötüleşiyor. Benim... | Open Subtitles | هذا اضطرابي انا اصبح اسوأ |
O benim sorunum değil. | Open Subtitles | هذا ليس اضطرابي |
- Biliyorum. Beni öldürürsen sorunum sona erer. | Open Subtitles | انا اعلم اقتلني اضطرابي سيذهب |
Bu, benim sorunum değil. | Open Subtitles | انه ليس اضطرابي |
sorunum bir sürü kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | اضطرابي قتل الكثير من الناس |
Bunu benim sorunum yapmıyor. | Open Subtitles | -ليس اضطرابي من يُحدث هذا |
Bu benim sorunum. | Open Subtitles | هذا اضطرابي |
Bana sorunumu kullanmayı öğrettiğinde söylemiştin. | Open Subtitles | عندما علمتني كيف استخدم اضطرابي , قلت لي |
Gloria, sorunumu asla kullanmam biliyorsun. | Open Subtitles | -غلوريا)، تدركين أنني لا استخدم اضطرابي ابدًا) |
Hank, sorunumu durdurmam gerek. | Open Subtitles | هانك يجب علي ايقاف اضطرابي |