Beni haberdar edin. Teşekkürler. | Open Subtitles | هذا عمل جيد ، اجعلونى على اطلاع شكرا لكم |
Jason Masters ile ilgili arama çalışmalarındaki gelişmelerden sizleri haberdar edeceğiz. | Open Subtitles | سنبقيكم على اطلاع حول كل اخبار اختفاء جايسون ماستر |
Elinden geleni yapacağını biliyorum, beni haberdar et. | Open Subtitles | أعلم أنك تبذل أقصى ما لديك، ابقني على اطلاع. |
Sana fırtına hakkında bilgi ulaştırmaya çalışacağım. | Open Subtitles | حاول ان تبقيني على اطلاع عن اخبار العاصفه |
Haberler ulaştıkça sizi bilgilendirmeye devam edeceğiz. | Open Subtitles | سنبقيكم على اطلاع على هذه القضية العاجلة كلما تكشفت الاحداث. |
...çünkü ölüler haberdar olmak için okumaya ihtiyaç duymazlar. | Open Subtitles | لان الموتى لا يحتاجون القراءة ليبقوا على اطلاع |
Evet. Elime geçince gazete okuyorum ve babamın adamlarından biri beni olup bitenler konusunda haberdar ediyor. | Open Subtitles | أجل، أنا على اطلاع بالجريدة وقتما استطيع وواحد من رجال أبي |
Beni haberdar et. Pekala. | Open Subtitles | ذلك أفضل ما يسعنا فعله حالياً أبقني على اطلاع |
- Ben polis sorgulamasına katılacağım. - Beni haberdar et. | Open Subtitles | . سأتابع للشرطة في الإستجواب - أبقيني على اطلاع - |
Kalinda çeteden korunma programlarını araştırsın ve beni haberdar edin. | Open Subtitles | فل تجعلي كاليندا تعيد النظر في الامر اريد معرفة حمايتهم ضد اصحاب العصابات وابقني على اطلاع |
Sizi haberdar ederim. | Open Subtitles | في قاعدة بيانات الوشم سوف اجعلك على اطلاع |
Ortağın ve senin maceralarından haberdar edildim. | Open Subtitles | سأبقى على اطلاع جيد عن بطولاتكِ أنتِ و شريككِ |
Tek gözlü adamı araştırmamızda sizi haberdar edeceğiz. | Open Subtitles | سنبقيك على اطلاع حول بحثنا عن الرجل ذو العين الواحدة. |
Çoğu Amerikalı gündemden haberdar kalmak için yerel haberleri takip ediyor. | Open Subtitles | لقد تعلمت مؤخراً أن معظم لأمريكيين يشاهدون الأخبار المحليه ليبقوا على اطلاع |
Sayın Başkan Yardımcısı, ben ve Lynne'lesiniz, çünkü Başkan, Ryan Chappelle'den bilgi alıyor. | Open Subtitles | سيدي نائب الرئيس انت معي ومع ليان لأن رئيس الدولة على اطلاع مع ريان شيبال |
Evet, fırsatım oldukça gazete okumaya çalışıyorum ve babamın adamlarından biri neler olup bittiği konusunda bana bilgi veriyor. | Open Subtitles | أجل، أنا على اطلاع بالجريدة وقتما استطيع وواحد من رجال أبي يبقيني على اطلاع على كل ما يحدث |
bilgi Özgürlüğü Yasasına dayanarak bir istek yaptım ama davanın gizli olduğunu göz önüne alınca aylar, hatta belki yıllar sürebilir. | Open Subtitles | تقدمت بطلب اطلاع بموجب قانون حرية المعلومات. لكن بما أن الموضوع سريّ لهذا الحدّ فقد تستغرق الاستجابة شهورًا وربما سنين. |
Güzel, bazı şeyler hiç değişmez. Tamamdır, beni bilgilendirmeye devam et. | Open Subtitles | حسناً هذا امر جيد، هذا شيئاً لم يتغير أبداً، ابقني على اطلاع. |
Bunu yaparken de, onların neler yapmak üzere olduğunu bize bildir. | Open Subtitles | و أثناء ذلك، أبقينا على اطلاع بما يخططون له |
Tamam, devam edin ama beni de bilgilendirin. | Open Subtitles | حسناً، اذهبوا خلفه ولكن أبقوني على اطلاع |
Oakland Polisi bir gelişme olursa beni bilgilendirecek. | Open Subtitles | محامي " أوكلاند " العام سيبقيني على اطلاع |
Eğer daha da yakınlaşırsak, Haber veririm. | Open Subtitles | إذا اقتربنا من بعض اكثر فسوف تكون على اطلاع ياسيدي |