bence önemli olan tek perspektif kuralı şudur: İnandırıcı görünüyorsa, başarılı olmuşsunuz demektir. | TED | القاعدة الوحيدة المهمة للمنظور في اعتقادي هي، اذا كانت قابلة للتصديق، لقد نجحتم. |
Ve bence onda hiç işe yaramayacak bir sürü şey vardı. | TED | و كان لديهم الكثير من الأشياء ليست ذات أهمية في اعتقادي |
Tahminimce, Kasabın kurallarına göre taklit yapan biriyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | اعتقادي أنّنا نبحث عن شخص يطبّق القانون بيديه ملهماً بمبادئ السفّاح |
Tahminimce senin gibi bir kadın kıyıda köşede 61 'den kalma bir malt viskisi bulunduruyordur. | Open Subtitles | الان اعتقادي هو ان امرأة مثلك تود شرب قارورة من نبيذ سكوتش الشعير 61 |
sanırım doğru söylüyorum, bu dünyadaki en büyük uçan kuş. | Open Subtitles | قد يكون هذا اضخم طائر محلق في السماء حسب اعتقادي |
tahminim, çalınmış, biraz kullanılmış, sonra parçaları için soyulmuş. | Open Subtitles | في اعتقادي انها سُرقت ثم قُيّدت ثم جُرّدت الى اجزاء |
Kendimize sormamız gerektiğini düşündüğüm bir soru, neden sorumluluğun bu bireye ait olduğunu düşündük. | TED | السؤال الذي في اعتقادي أنه علينا جميعا أن نسأل أنفسنا، وهو، لماذا كنا نعتقد أن المسؤولية تقع على عاتق هذا الشخص هنا. |
Yüzbaşı Killick'in, olay gecesi amaçladığı şey benim düşünceme göre, beni karımı ve çocuğumu öldürmekti. | Open Subtitles | وكان اعتقادي الراسخ أنه حاول قتلي.. وأنه حاول قتل زوجتي وأنه حاول قتل إبني |
bence son zamanların din savaşları bunu göz ardı ettiler. | TED | وهذا في اعتقادي الذي تجاهلته الحروب الدينية المتأخرة |
Sahtekârlık şimdilik kenarda dursun. Buradaki asıl olaylardan biri bence, artık arkamızda büyük izler bırakmamız. | TED | حسنا، دعونا ننسى الخداع قليلا. واحدة من الأفكار الكبيرة, في اعتقادي, هو أننا نترك هذه الآثار الضخمة وراء. |
bence sebebi de şu: Yürürlükte olan birçok politika eğitimin mekanik kavramlarına dayanıyor. | TED | والسبب حسب اعتقادي هو التالي: الكثير من التشريعات الحالية تعتمد على المفاهيم الآلية للتعليم. |
Bu meydan okuma yeni yollardan düşünmeye başlamamız gerektiği anlamına geliyor ve bence tahta bu çözümün bir parçası olacak, ve ben size neden öyle olduğunun hikayesini anlatacağım. | TED | التحدي يعني أن نبدأ التفكير بطرق جديدة، وأعتقد أن الخشب سوف يكون جزء من ذلك الحل، وسأخبركم قصة اعتقادي هذا. |
Bu düşünce, bence, işletmelerde eleştirdiğimiz birçok davranışa, eleştirdiğim birçok davranışa, önderlik ediyor. | TED | هذا التفكير يقود في اعتقادي إلى الكثير من السلوكيات التي انتقدناها في الأعمال التي أنتقدتها أنا في الأعمال |
Tahminimce sadece bunları alabiliyor. | Open Subtitles | اعتقادي أن هذه الأدوية هي ما تملك لها وصفة للحصول عليها |
Bir evlat gibi değil tabii... Demek istediğim ikimiz pek anlaşamıyoruz Tahminimce. | Open Subtitles | ليس كابنٍ، كما تعلمين، أعني لسنا نشبه بعضنا، حسب اعتقادي. |
Tahminimce onlar da devlet içinde birçok kişiye güvenmiyorlar. | Open Subtitles | في اعتقادي انهم لا يثقون بالكثير من الناس أو في الحكومة |
Tahminimce bizi iki mil uzaktan vurabilirler. | Open Subtitles | في اعتقادي يمكنهم اطلاقها من علي بعد... ميلين. |
sanırım burada, eğrinin bu patlamasında gördüğümüz şey budur. | TED | وفي اعتقادي أن هذا ما نراه في انفجار المنحنيات هذا. |
sanırım bizim yaşamımızın çıkmazı şudur: Odağımız başka bir yönde olduğu için, her yardım fırsatını değerlendirmiyoruz. | TED | وهذا في اعتقادي هو المأزق في حياتنا: وهو أننا لا ننتهز كل الفرص للمساعدة، لأن تركيزنا يكون في الاتجاه الخطأ. |
tahminim, bu seferki başlatım çok daha uzun süreli ve çok daha dayanıklı. | Open Subtitles | اعتقادي أنه التأثير في هذه الحالة طويلة الأمد وأكثر جوهرية |
Benim tahminim, o kaçar nasıl bir ilgisi var olmasıdır. | Open Subtitles | اعتقادي ، أنه له علاقة بطريقة هربه |
Komedi klübündeki bir mikrofonun bir kaç espri yapması gerektiğini düşündüğüm için özür dilerim | Open Subtitles | حسناً, اعذريني على اعتقادي بأن حامل المايكروفون في نادي كوميدي يخبر النكت |
Benim düşünceme göre stokçuluk, ülkenin her yerinde geçen haftaya göre fazlasıyla modası geçmiş bir meşgale olmuştur. | Open Subtitles | و في اعتقادي أن التخزين خلال الأسبوع الماضي أصبح هواية ليست عصرية |
Bu girişimcilik ve inanıyorum ki girişimcilik, bekleyiş karşısında en güçlü araç olabilir. | TED | إنّها ريادة الأعمال، التي في اعتقادي يمكن أن تكون أقوى سلاح ضدّ التّرقّب. |
İşten döndüklerinde, kadın ev işlerinin çoğunluğunu yapıyor, ki kanımca bu birçok evlilik için geçerli. | TED | وعند عودتهما من العمل، فإنها تقوم بمعظم أعمال البيت، هو الأمر في اعتقادي بمعظم الزيجات. |