Sonra kendi ofisini havaya uçurmakla tehdit ettiği için tutuklandı. | Open Subtitles | بعدها تم اعتقاله بسبب تهديده بتفجير البناء الذي يعمل به |
En iyi şansımız alıcı gibi davranıp değişim yerinde adamı tutuklamak. | Open Subtitles | أفضل فرصنا لفهم؟ سريع هو التظاهر كمشترين و من ثم اعتقاله |
Geçtiğimiz dokuz yıl boyunca 13 defa tutuklanmış, sadece dilencilik davasından toplam 130 gün boyunca içeride kalmıştı. | TED | في السنوات التسع الماضية، تم اعتقاله 13 مرة، وسُجِن لمدة ما مجموعه 130 يومًا في قضية التسول. |
Savunma, bu saldırıda siviller öldürüldüğü için başka birilerinin de tutuklanması gerektiğini savunuyor. | Open Subtitles | يناقش الدفاع بأن شخض كان يجب اعتقاله في الهجوك لأن المدنيين قتلو |
Babam bir keresinde bana hayatındaki en güzel günün tutuklandığı gün olduğunu söyledi, çünkü nihayet durabilmişti. | Open Subtitles | اخبرني ابي ذات مرة ان افضل يوم في حياته كان يوم اعتقاله |
tutuklamaya karşı çıktı, ve partnerime yöneldi, bir kadına. | Open Subtitles | هو قاوم عند اعتقاله وعندئذ بدأ بزميلتى , المرأه |
- Tekrar tekrar tacizden tutuklanmıştı. | Open Subtitles | تم اعتقاله عدة مرارا و تكرار ا بتهمة التحريض |
Berthiaume tutuklanmadan önce onunla takılırdı. | Open Subtitles | اعتاد أن يصاحب بيرتيوم قبل أن يتم اعتقاله سنة 71. |
Petrovich kardeşinin tutuklandığını söylemek için aramıştı. | Open Subtitles | بيتروفيتش اتصل و قال بأن شقيقه قد جرى اعتقاله |
Sonuç olarak, geçici süreliğine tutuklandı ve ülkeden kanunsuz bir şekilde sınır dışı edildi. | TED | و نتيجة لذلك، تم اعتقاله مؤقتاً و نفيه خارج البلاد. |
Çok yakın bir dostum var çok yakın bir dostumuz ancak tutuklandı. | Open Subtitles | لدي أحد المعارف، أحد اصدقائي صديق جيد لنا تم اعتقاله |
Soyan Boğazlayan olayında bir şüpheli tutuklandı. | Open Subtitles | كما تم إبلاغنا مشتبه به تم اعتقاله في قضية الخانق المُجَرِد |
Biz de yalnız çalışmadığını biliyoruz. Onu tutuklamak ötekileri durdurmaz. | Open Subtitles | انه لا يعمل بمفرده و اعتقاله لن يوقف الاخرون |
Onu tutuklamak yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | اعتقاله كان من أصعب الأشياء التي قمت بها |
Artık değil. Rüşvetten tutuklanmış. Hapse girebilir. | Open Subtitles | لم يعد كذلك ، لقد تم اعتقاله بتهمة الرشوة وقد يذهب إلى السجن |
10 yıl önce ev içi şiddetten tutuklanmış. | Open Subtitles | لقد تم اعتقاله بسبب العنف الأسري منذ 10 سنوات |
Samantha Meade'i öldürmekten tutuklanması için emir aldım. | Open Subtitles | لذي اذن من أجل اعتقاله بتهمة قتل سامانثا ميد |
Yıllar önce, uyuşturucu madde yüzünden tutuklanması neticesinde göçmenlikten hüküm giydi. | Open Subtitles | سُجن بسبب هجرته و تمْ اعتقاله لهذا حسب الرقابة قبل عدة سنين |
Tek bildiğimiz hiç evlenmediği, birden fazla evi olduğu ve Toscana villasında tutuklandığı. | Open Subtitles | كل ما نعرفه هو انه لم يتزوج مطلقا لديه مساكن عدة و تم اعتقاله فى فيلته بتوسكن |
Sonra onu tutuklamaya gelen albayı da vurmuş. | Open Subtitles | وبعدها قتل الكولونيل المسـؤول عن اعتقاله |
Reşit olmayan bir fahişeyle ilişkiye girmekten tutuklanmıştı. - Neden sizi aradı? | Open Subtitles | تم اعتقاله للتعامل مع عاهرة قاصر |
Yamyamlıktan tutuklanmadan hemen önce. | Open Subtitles | هذا تماماً قبل اعتقاله بتهمة أكل لحم البشر |
Bu adamın komşuları, onun neden tutuklandığını duyunca şaşıramayacak. | Open Subtitles | هذا ليس من نوعية الرجال الذى سيتفاجىء جيرانه لمعرفة سبب اعتقاله جيران هذا الرجل |
Orijinal tutuklanma raporuna göre, Barnes kibar bir komşuymuş. | Open Subtitles | ماذا تعنى؟ وفقا لتقرير اعتقاله الأصلي بارنز كان جاراً لطيفاً |
Ama sadece parmak izleri ile onu tutuklayamayız. | Open Subtitles | لكنّنا لا نستطيع اعتقاله بناءً على بصمات الأصابع فقط |
Tutuklandıktan sonra 200 milyon doları dondurulmuş. | Open Subtitles | مائتى مليون دولار هى امواله التى تجمدت بعد اعتقاله |
Endonezya ordusu Anında gözaltına aldı | Open Subtitles | حيث تم اعتقاله من قبل الجيش الإندونيسي |
Onun tutuklanmasını, Roma valisi ve tapınak rahipleri tercih etti. | Open Subtitles | وقد اختار اعتقاله من قبل الحاكم الروماني والكهنة المعبد. |
O'nu, cazibesi olan güvenli bir yerde tutuklamalıyız. | Open Subtitles | نحتاج استدراجه إلى موقع مضمون، اعتقاله هناك |