Yok ettiğimi de sanmıştım. | Open Subtitles | ــ اعتقدت بأنه توجب علــي ــ أخبريني آنستــي |
Tıp fakültesini halledebilirim sanmıştım, evlenmeyi ve hayatımı ateşe atmadan seninle evli kalabilirim sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه يمكنني دراسه الطب والزواج واكون متزوج منك بدون ماتنهار حياتي |
Bunu ilk duyduğumda, onun en saf haliyle kötülük olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | حـيـن سمعـت ذلك لأول مـرة ، اعتقدت بأنه الشـر بـصورته النقـية |
Seni tanımanın da etkileyici olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | و اعتقدت بأنه سكون من الرائع أن نكون أصدقاء |
Hayır, güvenlik için saklamam gerekir sandım. | Open Subtitles | لا ، لقد اعتقدت بأنه يلزمني المحافظة عليها وحمايتها |
Bir an elimi bırakmayacak sandım biliyor musun? | Open Subtitles | في احد اللحظات اعتقدت بأنه لن يترك يدي ابداً |
Açıkcası burada bir podyum olacağını düşünüyordum, bu yüzden şimdi biraz ürkmüş durumdayım. | TED | حسناً، اعتقدت بأنه ستوجد منصة، لذلك أنا خائف قليلاً |
Kahramanlık yaparken kullanabiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه من الممكن استخدامه في دورياتنا البطولية |
Herşeye yeniden başlarız sanmıştım ama olmadı. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه يمكننا ان نبداء من جديد ولكن لا |
Biliyorum, senatör. Ben de efsane sanmıştım. | Open Subtitles | اعلم يا سيناتور أنا اعتقدت بأنه خرافة أيضاً |
Bu denli büyük yenileme için daha çok adam gerekir sanmıştım ama sen yapmışsın. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه كان يجب ان نحضر بعض العمالة المستأجرة لإعادة الزرع، لكنك تمكنت منها. |
Dans ederiz ve eğleniriz sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه يمكننا الرقص .. و أن نحضى ببعض المرح. |
Bir dakika. Bu hiç eğlenceli değil. Olabileceğini düşünmüştüm ama değil. | Open Subtitles | هذا ليس ممتع اعتقدت بأنه ممتع لكنه لم يكن كذلك |
-Arkadaş kalırız diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه ما زلنا نستطيع أن نكون أصدقاء |
Ben bir aileyi idare edemeyeceğini düşünmüştüm, Anne. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه لا يمكنك التعامل مع تكوين عائلة , امي. |
Daha profesyonel olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه يجعل صوته أكثر احترافاً |
Karnından falan bıçakladılar sandım. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه كان مطعوناً في أحشائه أو شيء من هذا القبيل |
Boğulma hareketini yapınca güreşmemle alay ediyor sandım. | Open Subtitles | قد قام بعمل علامة الإختناق و اعتقدت بأنه يستهزء من مصارعتي |
Bret'in batık eşya avcısı olduğunu sandım hep. | Open Subtitles | دائماً اعتقدت بأنه مستخلص معادن أكملي |
Babamın beni sevmediğini düşünüyordum. Kendimi çok kötü hissediyordum. | Open Subtitles | كما ترى، اعتقدت بأنه لم يكن يحبني ذلك جعلني أشعر بالخنقة |
Charlie beni aradı, ben de onu görmeye giderken bunu giydim, belki hoşuna gider diye düşündüm. | Open Subtitles | تشارلي اتصل بي وذهبت لرؤيته واعتقدت أنني سوف ارتداي هذا لأن اعتقدت بأنه ربما كان يود ذلك. |
Ama sizi bir araya getirip konuşmanın daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أعرف ، لكن اعتقدت بأنه سيكون من اللطيف بأن تقابلوا بعضكم |