Onun düşmanlarını yenecek kadar güçlü olmadığından korkuyordur. | Open Subtitles | إنه خائف بأنك لم تعد تمتلك القوة على هزيمة اعدائه |
düşmanlarını esir etti ve kendisi için onlara büyük duvarı inşa ettirdi. | Open Subtitles | لقد استعبد اعدائه واجبرهم على ان يبنوا له سوره العظيم |
Tüm yapmam gereken yabancı biri olarak Peru'nun gelecekteki başkanını düşmanlarından birinin ona suikast yapacağına ikna etmek. | Open Subtitles | اقناع الرئيس التالي لدولة البيرو ليقول لشخص غريب مَن برأيه مِن اعدائه قد يريد اغتياله |
Sence ona Ba'al'ın düşmanlarından biri tuzak kurmuş olabilir mi? | Open Subtitles | ماذا عن " دايسون "؟ هل تعتقد ان احد اعدائه هو من أوقع به؟ |
En büyük düşmanını alt etmesine yardım edersen ne kadar mutlu olacağını bir düşün. | Open Subtitles | فقط تخيلي مدرى سعادته إذا ساعدتيه بإسقاط أكبر اعدائه |
Böylece, şimdi, son düşmanını bitirmek için buradaydı. | Open Subtitles | وها هو الآن يضعف أمام آخر اعدائه |
- Ya da hiç eski düşmanı var mı bilebilirler. - Aynen öyle. | Open Subtitles | ــ أو اذا كانوا يعرفون اعدائه ــ تمامً |
İmparator, duvarı yaparken düşmanlarını altına gömdü. | Open Subtitles | عندما جاء الامبراطور ليبنى السور دفن اعدائه اسفله |
düşmanlarını araştırıyor, | Open Subtitles | انه يستقصي المعلومات عن اعدائه |
düşmanlarını öldürmek üzere programlanmış bir savaşçı. | Open Subtitles | المحارب المبرمج لقتل اعدائه |
Daha dün Mandragoralar hakkında bildiğin tek şeyin kralın onları düşmanlarını avlamak için kullandığı olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | البارحة قُلت, (بأن الشيء الوحيد الذي تعرفه عن الـ(ماندراجورا هو بأن ملكهم يستخدمهم ليصطاد اعدائه فقط. |
...ve düşmanlarından saklanıyor. | Open Subtitles | ويختبأ من اعدائه المنظورين |
Herkesin kendi düşmanı vardır. | Open Subtitles | كل انسان له اعدائه. |
Hiç düşmanı yok. | Open Subtitles | حتى اعدائه |