| Affedersiniz, çok yoğunum da. Bir sürü işim var, o yüzden kısa konuşacağım. | Open Subtitles | اعذروني لأنني مشغول جداً و لدي الكثير للقيام به لذلك سيكون هذا مختصراً |
| Affedersiniz de, acaba bu mahalle hakkında konuşabilir miyiz, Brooklyn'den? | Open Subtitles | اعذروني , هل يمكنن ان نتحدث عن هذا الحي بروكلين |
| Bu akşam bir mesaj daha alacağız. İzninizle. | Open Subtitles | لكن ,سنستلم رساله أخرى هذا المساء اعذروني أيها السادة,لدي عمل لأقوم بة |
| Afedersiniz, Maggie diye biri var mı? | Open Subtitles | اعذروني, هل توجد امرأة اسمها ماجي هنا؟ ماجي؟ |
| Pardon, bu tarz bir hasarı ev sahibi sigortasından talep etmenin bir yolu var mı? | Open Subtitles | اعذروني ، هل هناك أية فرصة أن نحمل هذا الضرر على نظام التأمين ؟ |
| Müsaadenizle yapmam gereken işler var. | Open Subtitles | و الآن اعذروني هناك بعض الأمور التي ينبغي أن اهتم بها |
| Rahatsızlık için Özür dilerim, ama az önce Gil'le konuştum. | Open Subtitles | اعذروني عن المقاطعه ولكن قد اغلقت الهاتف من قبل الان |
| Affedersiniz... ama aletlere dokunma konusunda kesin politikamız var: | Open Subtitles | اعذروني .. ِ لكن عندنا سياسه صارمه للمس الات الموسيقية : |
| Dinleyin, Affedersiniz. Konuşmaya devam etmeden önce sizden bir iyilik isteyebilir miyim? | Open Subtitles | اعذروني ، قبل أن نواصل الحديث هلا سمحت لي بخدمة ؟ |
| Affedersiniz, bunu içersem rahatsız olur musunuz? | Open Subtitles | اعذروني, أنا آسف هل سيكون الأمر على ما يرام لو دخنت هذه؟ |
| Selâm, Affedersiniz çocuklar. Oğlumu almaya geldim, Chris Griffin. | Open Subtitles | مرحباً، اعذروني يا رجال أنا هنا لأخذ ابني كريس جريفين |
| Tamam. Dr. Josh. Affedersiniz. | Open Subtitles | حسنا دكتور جوش اعذروني لقد وقع حادث كبير على الطريق الرئيسي |
| İzninizle beyler, ...Müdür'ün, Beyaz Saray'da bir görüşmesi var. | Open Subtitles | اعذروني, يا سادة, المدير عند اجتماع في البيت الأبيض. |
| Şimdi izninizle, sanırım bebeğim artık yatmaya hazır. | Open Subtitles | لكن، البعض يحبون ان يكون اباء جيدين قدر الامكان اعذروني الان، اطفالي في الاسفل |
| Senin için kaplama bitti. Bitti. Şimdi, izninizle. | Open Subtitles | أنا انتهيت من التغطية عليكم ، انتهيت الآن اعذروني |
| Sıkıcı gününüzü müzikle neşelendirmeye çalıştığım için Afedersiniz,tamam mı? | Open Subtitles | مهلاً اعذروني لمحاولتي في جعل يومكم مشرق مع الموسيقى |
| Afedersiniz, herkes dikkatini bana versin lütfen. | Open Subtitles | اعذروني جميعا إذا استطعت الحصول على انتباهكم |
| Pardon ama anlamıyorum. Bu bir çeşit Yahudi mantığı. | Open Subtitles | اعذروني لكني لا افهم هذه طريقة تفكير يهودية |
| Müsaadenizle. Filme başlamadan su dökmem lazım. | Open Subtitles | اعذروني يجب علي الذهاب للحمام قبل بدأ الفيلم |
| Herkesten Özür dilerim. Ayağıma birşey düşürdüm de. | Open Subtitles | اعذروني جميعاً فقد أوقعت شيئاً على إصبع قدمي |
| Ver şunu bana. Şimdi bize izin verirseniz çocuklar, bu yavruların terzi bıçağıyla randevusu var. | Open Subtitles | أعطني هذا ، والآن اعذروني يا أطفال الجراء لديهم موعد مع سكينة السلخ |
| Affedersin ama buraya güzel kızlarla flört etmeye değil, adam olmaya geldin. | Open Subtitles | اعذروني على المقاطعة ولكنك لست هنا لمغازلة الفتيات الجميلات ولكن لتصبح رجلاً |
| Böldüğüm için Kusura bakmayın, ama zerre umurumda değil! | Open Subtitles | اعذروني على مقاطعة حديثكم لكنني لا آبه لهذا الهراء |
| Bay Booth, itiraz etmeliyim. Yalan söylenmesinden bıktım, bu yüzden kabaysam affedin. | Open Subtitles | لقد سئمت من كثرة الكذب عليَ لذا اعذروني إن لم أكن رقيقاً معكم |
| Afedersin iyi bişey istiyorum | Open Subtitles | اعذروني اريد القاذفات الجيده ، هاه |
| Bir saniye müsaade edin. Çıtırlarla konuşurken,.. ...bunlara bir beşlik çakarsam daha fazla bahşiş veriyorlar. | Open Subtitles | اعذروني لدقيقة ، هؤلاء يعطونني بقشيش أكثر عندما أحييهم بينما نحن نتحدث عن الفتيات |