| Başkan Hanım, böldüğüm için bağışlayın. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة، اعذريني على المقاطعة |
| Sorduğum için bağışlayın ama sizin gibi bir hanımefendi burada ne arıyor? | Open Subtitles | اعذريني على سؤالي، لكن... ماذا تريد سيدة مثلك... . |
| Acele ettiğim için kusura bakma. Nefis bir yemekti. | Open Subtitles | اسمعي، اعذريني على الخروج بسرعة كان عشاءاً رائعاً |
| Evet. Osurduğum için kusura bakma cici meme. | Open Subtitles | نعم، حسنٌ، اعذريني على إطلاق الريح، يا ذات الصدر الصغير. |
| bağışla ama Catherine sen ölmemiş miydin? | Open Subtitles | اعذريني على قول هذا، ولكن ألستِ ميتة؟ |
| Merakım için beni mazur gör ama annenin geçen bahar vefat ettiğini duydum. | Open Subtitles | اعذريني على التطفّل، لكنّي سمعت أن أمك ماتت بالربيع الماضي. |
| Böldüğüm için bağışlayın, Sahirem, ama Xora'nın raporları olmadan, Sıfır takip için kendisini görevlendirip görevlendirmeyeceğinizi soruyor. | Open Subtitles | اعذريني على المقاطعة يا حضرة المشعوذة ...(لكن، من دون حضور (زورا يود (زيرو) أن يعرف ما إن كنتِ ترغبين بإرساله لتقفي الأثر |
| Bu kadar geç saatte rahatsız ettiğim için kusura bakma ama seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | اعذريني على إزعاجك في هذا الوقت. ولكن يجب أن أتحدث معكِ |
| Kaptan Bariz gibi davrandığım için kusura bakma ama yine öz kardeşini namlunun ucuna geçirdiğinin farkındasın değil mi? | Open Subtitles | اعذريني على إثارة ما هو واضح، ولكن هل تدركين أنك تقحمين أختك في دائرة الضوء مجدداً؟ |
| Kulak kabarttığım için kusura bakma. Ama bence yardım için başka bir yere bakmalısın. | Open Subtitles | اعذريني على التنصّت، لكنْ أعتقد عليكِ البحث عن مساعدة في مكانٍ آخر |
| Sorduğum için bağışla. George'la konuşuyorduk da. | Open Subtitles | اعذريني على السؤال ولكني كنت أتحدث مع (جورج) |
| Dürüstlüğümü bağışla. | Open Subtitles | اعذريني على صراحتي |
| Geldiğim için beni bağışla. | Open Subtitles | اعذريني على الدخول. |
| -O yüzden zarfı mazur gör. | Open Subtitles | -لذلك، اعذريني على المغلف . |