| İnandığım ve bildiğim şey, içlerinde hayat olduğu. | Open Subtitles | ما أوؤمن به وما اعلمه إنهم أحياء بداخلهم |
| Bilmem. Tek bildiğim sana baktığım ve "bu adam değişik biri" dediğim. | Open Subtitles | لا أعلم , كل ما اعلمه هو أنني عندما أنظر إليك أقول هذا الشاب شيء آخر |
| bildiğim tek şey " Romantik Değil Mi? " için 2300 dolar borçlu olduğun! | Open Subtitles | ما اعلمه انك مدين ب 2300دولار لما يسمى بأليس هذا رومانسيا |
| Ama bilmediğim ve muhtemelen hiç öğrenemeyeceğim burada neler olduğu. | Open Subtitles | و لكن ما الذي لا اعلمه و الذي لن اعلمه هو ما يحدث هنا حقاً |
| En iyi bildiğim şey kıçımı örtmek... | Open Subtitles | كيفين , ان كان هناك شيئ اعلمه فهو كيف ان اغطى ظهرى |
| Ama bildiğim şu ki, yaşam,tüm yaşam sorular sormayla ilgili. | Open Subtitles | لكن ما اعلمه هو الحيياه.كل الحياه هيا عباره عن سؤال الأسئله |
| Tek bildiğim yaşlı adamın başı beladaydı ve işleri hep yalnız başıma halletmekten bıktım. | Open Subtitles | كل ما اعلمه أنه كان في ورطه وأنا تعبت من عمل هذا لوحدي |
| bildiğim tek şey, onun sonu gelmeyen, hoş karşılanmayan ilgisi... yüzünden işimden ayrılmaya zorlandığım. | Open Subtitles | ما اعلمه انى ارغمت على ترك عملى بواسطة اصرارة على سلوكة الجنسى الغير مرحب به |
| Tek bildiğim, onun dürüst bir polis ve sıradan biri olduğu. | Open Subtitles | كل ما اعلمه ، إنه شرطي محترم ، يتبع النظام |
| Tek bildiğim bu oynarken kötü şeyler olduğu. | Open Subtitles | كل ما اعلمه انه عندما نلعب هذه اللعبة تحدث اشياء سيئة |
| Tek bildiğim ben oynarken terfi aldığım. | Open Subtitles | و كل ما اعلمه انه عندما لعبت هذه اللعبة تمت ترقيتي |
| bildiğim en büyük p.zevenk süper zenci ajan Flynn Evet bayanlar, baylar ajan Flynn! | Open Subtitles | اخي من الام الاخرى الاكبر الذي اعلمه انه وكيل ممتاز للطيران |
| Tek bildiğim bahar tatilinden önce her şey harikaydı. | Open Subtitles | كل ما اعلمه انه قبل إجازة الربيع كل شيء كان رائع كان جيد |
| Bak,bütün bildiğim, bu olduğunda, mükemmel olmasını istiyorum,tamam? | Open Subtitles | ما اريد أن اعلمه, عندما يحدث اللقاء, اريد أن اكون عندها كاملا, على افضل و جه |
| Eğer bildiğim bir şey de varsa, takım arkadaşlarının saygısını yitirdiğin an, işin bitmiştir. | Open Subtitles | وإذا كان هناك شيئ واحد اعلمه أن الثانية التي تفقد فيها إحترام زملائك بالفريق تنتهي فيها |
| Hakkında bir şey bilmediğim bir şey varsa o da çift olmaktır. | Open Subtitles | ان كان هناك شيء لا اعلمه فهو انني لا استطيع ان اكون علاقة مع احد |
| Ben de sana nasıl briç oynandığını öğretirim. | Open Subtitles | لا مشكلة. سوف اعلمه كيف يلعب لعبة بريدج |
| Hayır, birinin penisini nasıl koparması gerektiğini öğretmeye çalışıyorum Oh. | Open Subtitles | لا ,انا احاول ان اعلمه لان يقتلع قضيب احدهم. |
| Yaşlanınca bana yemek yapma sırlarını öğretti. Ben de sana öğreteceğim. | Open Subtitles | بما أنني اصبحت مسناً كفاية لقد علمت سر الطبخ، وسوف اعلمه لك |
| Hem sana New York hakkında çok şey öğretebilirim. | Open Subtitles | بجانب انه يوجد الكثير استطيع اعلمه لك عن نيويورك |
| Bilirsin, bildiklerimi bilmek isteyeceğini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | انا لا أعتقد ذلك هل تريد ان تعرف ما انا اعلمه |
| Efendim, ona nasıl Çinli olunacağını öğretiyorum. | Open Subtitles | على ماذا انت تجادل ؟ معلمي . انني اعلمه كيف يكون صينيا |