| Millet. Merhaba, biliyorum hepiniz benim konuşmamı duymak için gelmediniz. | Open Subtitles | مرحباً ، اعلم أنكم لم تجتمعوا كلكم حتى تسمعوني أتحدث |
| Bak, biliyorum çocuklar bunu yapmanı istemiştir ama gerçekten burada yalnız kalmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | أنا اعلم أنكم حضرتك لكل هذا ولككنا لا يجب أن نكون وحيدين هنا |
| Şimdi ne kadar aksine inanmak istesem de buraya çene çalmamı dinlemek için gelmediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | والآن، برغم أنني أتمنى ذلك.. فأنا اعلم أنكم لم تأتوا إلى هنا لسماع ثرثرتي، |
| Evet, ona istediği her şeyi vererek kötülük ettiğimi düşündüğünüzü biliyorum ama zaten kurabiye ve kek gibi bir sürü kaçamak yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | اعلم أنكم ستقولون أنني أضعه في طريق الأذى بإعطائه كل الطعام الذي يريده وما شابه لكني أعلم أنه يهرب بعض الأشياء |
| Hepinizin korktuğunu biliyorum. | Open Subtitles | الأن, انظروا أنا اعلم أنكم جميعا خائفين |
| Sahibimizi sevdiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أنا اعلم أنكم تهتمون لأمر سيدنا . |
| Memur Berson'un hayati belirtilerinin aşağı yada yukarı çıkmasını umduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | اعلم أنكم تأملون أن تتحسّن أو تسوء مؤشرات (بيرسن) الحيوية |
| Orada olduğunuzu biliyorum! | Open Subtitles | ! اعلم أنكم بالداخل |