"اعلم انكَ" - Translation from Arabic to Turkish

• biliyorum

Onunla ilgilenecek birine ihtiyaç duyduğunu, o kişinin de sen olmadığını biliyorum.
انا اعلم انها تحتاج الي شخص يرعاها وانا اعلم انكَ لا تستطيع

Yapılacak en iyi şey bu . İptal etmek istemediğini bende biliyorum.
هذا هو افضل شئ بإمكاننا فعله اعلم انكَ لاتريد ان تلغي لأي احد

Federalleri de arayabilirdim, ama onları dahil etmem hoşuna gitmezdi,biliyorum.
كان بأمكاني الاتصال بالاجهزة الاتحادية لكن انا اعلم انكَ لا يروق لك مشاركتهم

Dramalar hakkındaki sözlerini biliyorum.
انا اعلم انكَ تريد نوع من التراجيديا والدراما

Hâlâ bana kızgın olduğunu biliyorum ama ama annen kefaletsiz olarak içeride tutuluyor.
اعلم انكَ لا تزالُ غاضباً مني لكن أمك تم الوشي بها

Duymak istemediğini biliyorum ama söylenmesi gerekiyor çünkü gerçek bu.
اعلم انكَ لا تُريد ان تسمع هذا, ولكن يجب ان يُقال لأن هذا كان حقيقياً

Tyrone'la maziniz olduğunu biliyorum, açık konuşacağım burada olmanızı Teşkilat istiyor, ben değil.
انا اعلم انكَ وتايرون تعبثون احياناً لذا سأكون صريحاً الشركة تعتقد انكم يجب ان تكونوا هنا ، انا لا افضل هذا

biliyorum pelerinini giyerek oraya gidip günü kurtarmak istiyorsun.
حسناً ، إستمع اعلم... اعلم انكَ تريد وضعَ العباءة والذهاب

Yapabileceğini biliyorum. Hekim değilim ben.
اعلم انكَ تستطيع - لكنني لستُ طبيباً نفسياً -

Bana kızgın olduğunu biliyorum, ama bu olay çok önemli.
اعلم انكَ تكرهني,لكن الامر خطير

Patlamis misir tanelerini saymayi sevdigini biliyorum.
اعلم انكَ تحب أن تعدَ حبوب الذرة

Para için filan olduğunu düşünüyorsundur biliyorum ama değil. Onu seviyorum Anladım.
اعلم انكَ تعتقد اني تزوجته من اجل المال ، لكن انا احبه - لا عليك ، انا اتفهم -

Güç hissini ne kadar özlediğini biliyorum.
اعلم انكَ تفتقد شعوركَ بالقوة

Benden nefret ettiğini biliyorum.
اعلم انكَ تكرهني

Dinlediğini biliyorum.
اعلم انكَ تسمعني.

Aynısını benim için de yapacağını biliyorum.
اعلم انكَ ستفعل المثل لي

Öyle olduğunu biliyorum.
لقد قصدتهُ ، اعلم انكَ فعلت

Henry Chamberlain'nin ölümü ve Jane'e olanlarla ilgin olduğunu biliyorum.
(اعلم انكَ متورط في موتِ (هنري شامبرلاين (وأزمةِ (جاين

Ondan hoşlanmıyordunuz biliyorum.
اعلم انكَ لم تحبه

Jake, bak, oraya gelmemi istediğini biliyorum ama kimseye yardımımız dokunmuyor o yüzden lütfen içeri gel.
جايك) ، إستمع ، اعلم انكَ) اردتني أن آتي إلى هنا لكننا لانساعد اي احدٍ لذا رجاءً عد إلى الداخل