Bu tür şeyler söylemek zor çünkü benim tarzım değil, ama kendimden kurtulup, başka biri olabilseydim, sen olmak isterdim. | Open Subtitles | عندما يرى الناس الاخرون هذا فانهم يحترمونى ولكن من الصعب على ان اقول لك مثل هذه الاشياء لانها ليست طريقتى |
Sana söylüyorum, bu sefer sana daha iyi bir şey almalı. | Open Subtitles | انا اقول لك سوف يكون من الأفضل ان تشتري شيئاً ما |
Sana bir şey söyleyeyim. Bu acı sana herşeyi hatırlatır artık. | Open Subtitles | دعني اقول لك شيئا هذا الألم الذي تعتقد بأنك شعرت به؟ |
Aslında sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | في الواقع ، أود من المحتمل ان اقول لك شيئا. |
Bu rapora dayanarak eski bir JR çalışanı olduğunu söyleyebilirim, değil mi? | Open Subtitles | بناءا على هذا التقرير استطيع ان اقول لك موظف ارجى اليس كذللك؟ |
O küçük suratından okunuyor! Suçlu dedim! | Open Subtitles | تستطيع راية هذا على وجه الصغير المتعجرف مذنب، اقول لك انه مذنب |
Ama şunu söylemeliyim ki, bu meselede aşırı tedbirler almak zorunda kalmam benim için keder verici olacaktır. | Open Subtitles | ولكنى اقول لك بلا مبالغة,بانه سوف يحزننى انك تجبرنى على اتخاذ اجراء شديد. |
Hayır. Hayır, bu... bu yüzden söyleyeceğim şeyi sana... söylemek istedim. | Open Subtitles | لا, لهذا السبب اريد ان اقول لك ما سوف اقوله لك |
Ama seni buraya şunu söylemek için getirdim, telaşlanmana gerek yok. | Open Subtitles | ولكني احضرتك للخارج هنا حتى اقول لك ليس عليك ان تقلق |
Size şunu söylemek isterim ki, Yarbay, Sizin %100 haklı çıkıp benim yanılmamdan bundan daha fazla mutlu olamazdım. | Open Subtitles | أريد أن اقول لك بأني سعيد للغاية ايها المقدم و بأنني كنت مخطئ بينما كنت أنت على حق |
Evet ama Sana söylüyorum, ellerinden geleni yapıyorlar. | Open Subtitles | نعم لكني اقول لك انهم يقومون بكل ما يستطيعون |
Eğer dövüşürken bir planın varsa, uygula. Sana söylüyorum, kazanacaksın. | Open Subtitles | إذا كنت تخطط للفوز هذه فرصتك ستفوز ، انا اقول لك |
Bunu Sana söylüyorum çünkü bir gün sen de beni unutursun diye korkuyorum. | Open Subtitles | اني اقول لك هذه الكلمات لأني أخشى ان تنساني يوماً ما |
O zaman Size anladığım işi söyleyeyim: | Open Subtitles | اضن بأنه يمكن ان اقول لك في ماذا انا انفع |
Sana bir şey söyleyeyim mi? Sorun ben değilim, sensin. | Open Subtitles | دعيني اقول لك شيئاً انا لست المشكلة بل أنتِ |
Yaptığım her şeyi sana söylemem ve bunun bu şekilde kalmasını istiyorum ama duymaya ihtiyacın var sanırım. | Open Subtitles | لا اقول لك كل شيء افعله واريد ان ابقيه هكذا ولكن اعتقد انك تحتاج ان تسمعه |
sana söylemem gerekir dün Lynly'e ne zaman gideceğini sordum ve bir ihtimal, onun gitmesini istediğim için sorduğumu düşünmüş olabilir. | Open Subtitles | نعم اوه يجب ان اقول لك امم بالامس سالت ليلن اذا كانت تخطط للذهاب و هي اعتقدت انني كنت اريد منها الذهاب |
- Şey, işinin güvenli olmadığını söyleyebilirim. - O dans ederdi. | Open Subtitles | حسناَ,استطيع ان اقول لك انّ عملها لم يكن آمِن كانت راقصه |
Konuyu tekrar gündeme getirdiğin için hatırlatayım dedim. | Open Subtitles | انا اقول لك فقط طالما انك تفضلتي بإثارة الموضوع ثانية |
Anladım ki sana okulu bırakıp... profesyonel olmaya karar verdiğimi söylemeliyim. | Open Subtitles | لقد نسيت ان اقول لك انا قررت الانقطاع عن الدراسة ودورة الاحتراف |
Lütfen bütün ailem adına Size teşekkür etmeme izin verin. | Open Subtitles | ارجوك دعني اقول لك هذا، ارجوك اسمح لي بان اشكرك، |
Bu şehirde Lagana'nın onayı olmadan hiçbir pis iş dönmez diyorum. | Open Subtitles | انا اقول لك, ان كل عمل قذر يحدث فى المدينة بأذن من لاجانا |
Ne diyeceğimi bilmiyorum. Kayıtlarım bu paketlerin sizin olduğunuzu gösteriyor. | Open Subtitles | لا اعلم ماذا اقول لك لكن سجلاتي تبين ان هذا الطرد لكم |
O zaman buradan hemen kaçıp gitmeni söylediğimde de anlayacaksındır. | Open Subtitles | اذن انت تتفهم ايضا عندما اقول لك ان تبتعد عن هنا |
Bu anlaşmayı bitiririm dediğimde bana inanın. | Open Subtitles | صدقني عندما اقول لك أني سوف اقتل هذا الاتفاق |