"الآخر الوحيد الذي" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek
        
    William Stryker, tanıdığım, benden başka Adamantium işleyebilen tek adam. Open Subtitles ويليام ستريكر , انه الرجل الآخر الوحيد الذي اعرفه وبامكانه التعامل مع الأدامنتيوم
    Nerede olduğu bilinmeyen tek kişi o. Open Subtitles هو كان الشخص الآخر الوحيد الذي كان غير محسوب.
    Bir sonraki saat içerisinde bodrum katına inen tek kişi, cesedi bulan yaşlı kadın. Open Subtitles الشخص الآخر الوحيد الذي ركب المصعد إلى الطابق السفلي خلال الساعة المقبلة كانت السيّدة المسنّة التي وجدت الجثة
    Evet, ama benden başka yanıt verdiği tek insan sensin. Open Subtitles نعم ، ولكنك الشخص الآخر الوحيد الذي يستجيب له
    O olaylarin tek gerçek görgü tanigi bizim sokak yargicimiz. Open Subtitles الشخص الآخر الوحيد الذي كان هناك كان بطلنا المُنفذ للقانون بيده.
    O olayların tek gerçek görgü tanığı bizim sokak yargıcımız. Open Subtitles الشخص الآخر الوحيد الذي كان هناك كان بطلنا المُنفذ للقانون بيده.
    Pilot ölmüş ve uçaktaki tek yolcu silahlı bir koruma görevlisiymiş. Open Subtitles والشخص الآخر الوحيد الذي كان على متن الرحلة هو حارس مسلح إنه مفقود
    Neler olduğunu bilen diğer tek kişi sensin. Open Subtitles أنت الشخص الآخر الوحيد الذي يعلمُ ما حدث.
    Bunun haricinde üzerine konuşabileceğin tek şey benim oğlum olman. Open Subtitles الشيء الآخر الوحيد الذي لديك هو أنك ابنك.
    Bundan sonra ziyaret etmek istediğim tek dünya, düğünümüzü yaptığımız dünyadır. Open Subtitles أوَتعلمين، العالم الآخر الوحيد الذي أفضّل زيارته هُو العالم الذي تمكّنت من الوصول فيه لزفافنا.
    Rowan'ın Başkan'ın oğlunun ölümüyle kendisi arasında bağlantı kurabilecek tek kişiye etrafta hikayeler anlatmasına izin vereceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقد أن روان سيدع الرجل الآخر الوحيد الذي يمكن أن يربطه بمقتل ابن الرئيس يتمشى في الأرجاء يروي القصص ؟
    - Bu saatte gelmesi tek mantıklı kişi. Open Subtitles الشخص الآخر الوحيد الذي يكون منطقيًا هذا المساء
    O zaman uzak ihtimalle tek çözüm onu bizim almamız. Open Subtitles إذن الخيّارُ الآخر الوحيد الذي محتملٌ على المدى البعيد .هو أن نأخذهم بشكلٍ خاص
    Aldığım tek isim Guinta. Open Subtitles من هم الضحايا؟ الاسم الآخر الوحيد الذي حصل
    Sisteminden bundan başka olan tek şey alkol. Hem de çok miktarda. Open Subtitles والشيء الآخر الوحيد الذي وجدت في نظامه الكحول.
    Neler olduğunu bilen tek kişi, komiser olan babam Gordon'du. Open Subtitles الشخص الآخر الوحيد الذي عرف بما حدث تلك الليلة كان والدي، المفوض الأول (غوردن)
    Banyodaki tek kişi Adriana'ydı. Open Subtitles الشخص الآخر الوحيد الذي دخل إلى الحمام هنا كان (إدريانا).
    Ve bunu bilen tek kişi de Wendell'dı. Open Subtitles والشخص الآخر الوحيد الذي عرف كان (ويندل).
    Simcoe'yla konuşursam sen de Abe'i kurtaracak olan tek kişiye yani babasına gitmelisin. Open Subtitles (إذا ذهبتُ إلى (سيمكو إذن يجب أن تذهبي إلى الشخص الآخر (الوحيد الذي يمكنه أن يحرِرَ (أبراهام والده

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more