150 yıllık acı şiddet ve korku bu duvarların içine sinmiş. | Open Subtitles | مائة وخمسون عاماً من الآلم والعنف والخوف حصلت بين هذه الجدران |
Zaten sana verdiğim acı için ne kadar özür dilesem, az kalır. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد سببت لكي الآلم وليس بمقدرتي الإعتذار الكافي |
Bir aile dağıldığında insana nasıl acı veriyor hiç fikriniz var mı? | Open Subtitles | ألديك فكرة عن الآلم المتسبب عندما تتفرق عائلة بنفسها |
Çünkü, kocam son saldırıda öldürüldü, ve böyle bir Acıyı başka kimsenin yaşamaması, için önlemeye yemin ettim. | Open Subtitles | .لأن زوجى قد قُتِل فى الهجماتِ الأخيره .لذا فأنا أتمنى أن أفعل ما فى وسعى لكى أمنع أى شخص .من من الشعور بهذا الآلم |
David acıya dayanamıyor, ona morfin karışımı ver... | Open Subtitles | ديفيد لا يتحمل الآلم .. لذا أعطه مزيج من المورفين |
Onu çok özleyeceğim ama şu an daha iyi bir yerde olduğundan eminim. acıdan uzakta. | Open Subtitles | لقد أشتقت لهُ أيضاً, ولكنهُ في مكاناً أفضل الأن, بعيداً عن الآلم |
ağrı kesiciyle ayakta duruyorum. Bir "hafta sonu babasına benziyor muyum? | Open Subtitles | وأصعين مسكورين وأنا أعيش على مسكنات الآلم |
O adamın sattığı şekilde araba satmak için çok acı çekmek gerekir. | Open Subtitles | هناك كثير من الآلم في بيع السيارات بطريقة هذا الرجل |
Bi kere girdin mi geri dönüş yoktur ilerlemen gerekir..çok acı çekebilirsin. | Open Subtitles | بمجرد أن يبدأ التقسيم فلا يوجد طريق للعودة عليك تحمل الآلم حتي تنتهي |
En azından, patlama acı sisteminin olduğu yerden geldi. | Open Subtitles | على الأقل، فالأنفجار أتى من حيثُ مكان سياج الآلم يبنغي أن يكون. |
Sana bilgilerimi vereceğim; ama bu adamları yakalasan ve onlara acı çektirsen iyi edersin. | Open Subtitles | سأحصل على المعلومات من أجلك ولكن من الأفضل أن تقبض على هؤلاء الرجال وأريدهم أن يعانوا الآلم |
acı bu evden tek çıkış yolunuz. | Open Subtitles | الآلم سيكون هو مخرجكم الوحيد من هذا المنزل |
Bize yeterince çektirdi zaten ve sonra bunu yaptığı için girdiği hapishanede ailemize daha fazla acı mı yaşatacak? | Open Subtitles | وضعنا في معاناه كافيه بالفعل ولاجل هذا عندما كان في السجن مافعل وسبب الآلم لعائلتنا؟ |
acı bu..ve söylersen biter | Open Subtitles | إنه الآلم فقط سوف تكون أكثر مما أخبرتنا به |
acı çektiğini biliyorum, ama senin de acı çektiğinden eminim. | Open Subtitles | أعرف أنه يعاني الآلم أنا واثق أنت كذلك أيضاً |
Onlar acı yatıştırmaya yardımcı benim yok bacakta ve benim gut clawing. | Open Subtitles | أنهم ساعدوني على تسكين الآلم في رجلي المختفية ويخدش في جرائتي |
Biliyorum, biraz acı çekeceksin ama sen her zaman böyle şeyleri atlatırsın. | Open Subtitles | انا اعرف بأنك تعانين بعض الآلم في الوقت الراهن ولكنك دائما ما تتخطين الألام |
Acıyı dindirmek için endorfin miktarı arttırılıyor. Aritmi hafifletmek için atropin uygulanıyor. | Open Subtitles | نحنُ نقوم بزرع بعض الأنسجة الخلوية من اجل تقليل الآلم |
Acıttığını biliyorum ama bu acıya rağmen yapmak zorundasın. | Open Subtitles | أعلم أنّه يؤلم ، ولكن عليكِ أن تدفعي عبر الآلم |
Hatta hayvandan da beterler, çünkü bir hayvan sebep olduğu acıdan zevk almaz. | Open Subtitles | ألا أنهم أسوأ لأن الحيوان لا يسبب الآلم عن عمد |
O yüzden ağrı kesicileri sömürüyorum ve içiyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا اسئ استخدام حبوب قاتلة الآلم وأحتسي الشراب كثيراً |
Sadece acının iki elinde olacağını düşünebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك تخيل الآلم الذيّ سيحدث لهذه اليدين |
Size yazarken nasıl da acılar içinde olduğumu görebilmeniz için burada olmanızı isterdim. | Open Subtitles | ..كم أود لو أنك معي الأن لكي ترى مقدار الآلم الذي أتحمله للكتابة إليك |
Bir yerde ölmeden önce gördüğün ışıkla ilgili birşey okumuştum bu sadece beyninin ölüm acısını dindirmek için saldığı çok miktarda endorfin | Open Subtitles | قرأت في مكان ما بأن الضوء الذي ترينه قبل الموت ،انه فقط عقلك يطلق كميات هائلة من الاندروفين ليسهل الآلم عند الموت |