"الآن أنتَ" - Translation from Arabic to Turkish

• Şimdi

Şimdi ise gerçekleri biliyorsun, karar aleyhine çıkarsa bedelini biliyorsun.
الآن أنتَ تعرفُ حقيقة الأمر تعرفُ الثَمَن لو صدرَ الحُكم ضِدَك

Önce Adebisi ile arkadaş oldunuz Şimdi de bana mı kibar davranıyorsun?
أولاً تَكونُ صَديقاً لأديبيسي و الآن أنتَ لَطيف مَعي؟

"Şimdi mutlusun, çünkü onun düşünceleriyle oynayabiliyorsun
الآن أنتَ سَعيد لأنكَ تَستطيعُ التلاعبَ بأفكارِها

Tamam. Şimdi sorularımı cevaplıyorsun, kasıt yoktu.
حسناً, الآن أنتَ تجيب أسئلة لم تكن لي النية لأسألها

Şimdi keskin nişancı ateşi altındasın, değil mi?
الآن أنتَ تصوب عليكَ طلقات من قناص ، صحيح؟

Ama o kadar çok sevişmek istiyorsun ki Şimdi kendimi baskı altında hissediyorum.
لكن الآن أنتَ ترغب بشدّة بأن تمارس الجنس، لكن ذلك يمارس ضغطاً

Şimdi de onu bankaya karşı bir koz olarak kullanıyorsun, değil mi?
الآن أنتَ تستخدمه سلاحاً ضدّ البنك ، صحيح؟

Şimdi sen bir hayvan gibi mahsur kaldın. Ne ironik.
الآن أنتَ محتجزٌ مثلَ الحيوانات إنها سُخرِيَة القَدَر

İşte Şimdi işe yaramaya başladın evlat.
الآن أنتَ تُبهرني بفكرةٍ حاذقة أيّها الفتى.

Seni ve arkadaşlarını hemen Şimdi idam etmemem için bana bir sebep söyle.
أخبرني لما لا ينبغي علي أن أقوم بإعدامك الآن, أنتَ وأصدقائك

Kızımı da bu suçlamalara dâhil etmeyi seçtin Şimdi de bunu seçiyorsun.
و إخترتَ أنْ تُدخل إبنتي في تلكَ الأحكام و الآن أنتَ تختار هذا

Beş saniye önce doğurtmak istiyordunuz. Şimdi plazma yamasından emin misiniz?
قبل 5 ثواني ، أردتَ أن تولّدَها و الآن أنتَ واثق من رُقعة البلازما ؟

Şimdi doğru düşünemiyorsun.
الآن أنتَ حرفيًّا لا تفكّر صحيحًا.

Şimdi ise kendi yolunu kendin seçiyorsun.
و الآن أنتَ تختار طريقكَ بنفسكَ

Şimdi şişmiş bir cesetsin.
حسناً ، الآن أنتَ مجرّد جُثّة منتفخة

Şimdi müzikten kaçınmak için hiçbir bahanen yok.
الآن أنتَ لا تملك عذرًا لتجنب الموسيقى

Şimdi anladım. Sen avukatsın.
عرفتك الآن, أنتَ هذا المحامى ,

Şimdi kendini bağışladın mı?
و الآن أنتَ تُسامِح نفسَك؟

Şimdi sen usta bir dudak okuyucususun.
الآن أنتَ محترف قراءة الشفاه.

Şimdi Cara ve Richard'ın yanına dönüp Gözyaşı Taş'ını bulmalarına yardım etmekte özgürsün.
الآن , أنتَ حرّ للعودة إلى (كارا) و (ريتشارد)، ساعدهم فى إيجاد "حجر الصدّع".