Bryce, şu anda beynimde yer eden bütün derin devlet bilgilerini bana gönderdi ve sayesinde her an korku, tehlike ve endişe içindeyim. | Open Subtitles | برايس أرسل لي قاعدة بيانات مليـئة بالأسرار الحكوميــة و هي الآن في دماغي, و تجعلني في حالة خوف و خطر و قلق مستمرة |
Amca, şu an başın belada, ama bütün suçları üzerimize atma. | Open Subtitles | عمى أنت الآن في المشكلة لكن لا تضع كل اللوم علينا |
Dünyamız değişiyor. şu anda farklı bir dünyada yaşıyoruz ve bir zamanlar kişisel olan sorunlar şimdilerde hepimiz için dünya çapında sorunlar oldu. | TED | إن عالمنا يتغير. نعيش في عالم مختلف الآن، و ما كان مرة مشاكل فردية هي الآن في الحقيقة مشاكل عالمية بالنسبة لنا جميعاً. |
şu anda sen de şirketini satmayı düşünüyorsun, öyle değil mi? | TED | أنت تفكر الآن في بيع شركتك، في هذه اللحظة، أليس كذلك؟ |
şimdi Tara'da annenin yanında olacaktın değil mi ben olmasaydım. | Open Subtitles | لكنتِ الآن في تارا مع والدتك أليس كذلك ؟ لولاي.. |
"Ve işte, şimdi burada, konuşulan dili bile anlamadığım bir yerdeyim." | Open Subtitles | ها أنا ذا الآن في مكانٍ لا أفهمُ حتى لغة حديثهم |
ama gerçek şu ki, bizler değiştik. artık bilgi ekonomisindeyiz. | TED | لكن الحقيقة أنّنا تحوّلنا و نحن الآن في الاقتصاد المعرفي |
Bu grafik şu an bizim çevreyi inşa ederken neyle uğraştığımızı gösteriyor. | TED | هذا الرسم البياني يمثل ما نتعامل معه الآن في البيئة المبنية. |
Ben şu an New York'ta yaşıyorum. Daha bu hafta, metro istasyonunda cihadı barbarlık olarak tanımlayan posterler asılmıştı. | TED | أنا أعيش الآن في نيويورك ، فقط بدءاً من هذا الأسبوع البوسترات غطت محطة قطار الأنفاق في نيويورك تصف الجهاد بالتوحش |
Son olarak ekip lideri Bishnu, sadece tuvalet inşa etmediğimizi anladı, aynı zamanda bir ekip inşa ettik, bu ekip şu an iki köyde çalışıyor ve sonraki iki köye bu işi genişletmek için eğitim veriyorlar. | TED | قائد الفريق قد فهم الآن ليس فقط قمنا ببناء دورات مياه بل قمنا ببناء فريق و هذا الفريق يعمل الآن في قريتين حيث يقومون بتدريب القريتين التاليتين للحفاظ على توسع العمل و هذا برأيي هو المفتاح. |
2009'da arkadaşım ve şu an iş ortağım olan James Ramsey, oldukça dikkat çekici bir yer olduğunu bana bildirdi, yerimiz bu. | TED | سنة 2009،نبهني صديقي والذي هو شريكي الآن في العمل جيمس رامزي إلى وجود موقع جميل ذي منظر رائع، إلى هذا المكان. |
Bu, şu anda cennette limbo yapan bir çocuk için. | Open Subtitles | هذا من أجل ذلك الصبي الذي ينحني الآن في الجنة. |
şu anda Temmuz 1977'deyiz. Yani bu anlattığım geçen yıl oldu. | Open Subtitles | إنّنا الآن في يوليو 1977، أيّ أنّ ذلك حدث العام الماضي |
Evet öyle! Anna senin çocuğunu öldürdü ve şimdi hapiste. | Open Subtitles | نعم، إنه ميت، آنا قتلت طفلك وهي الآن في السجن |
Eğer sen olmasaydın, şimdi evde sıcak bir yemek yiyor olacaktım. | Open Subtitles | لو لم نتقابل لكنت الآن في البيت، سأبدأ تناول وجبة ساحنة |
O artık öldü ve hikayelere inanıyorsan bu gölün dibinde bir yerde. | Open Subtitles | القاتل ميت الآن في مكان ما أسفل هذه البحيرة إذا صدقتي القصص |
artık araba galerisi var. Hani belki iyi fiyata araba almak istersin. | Open Subtitles | إنها تمتلك وكالة سيارات الآن في حال كنت تبحث عن سيارة جيده |
Tam da burada, bu arabada yanındayım, seni şanslı kadın, ...benden faydalanacak mısın? | Open Subtitles | لقد حضيتِ بي الآن في هذه السيارة أنت محظوظة فهل ستستفيدين منّي ؟ |
şimdiye kadar anlaşılmıştır ki bu kitap çok kötü bir durumda. | TED | ينبغي أن أذكّركم بأنّه الآن في حالة سيئة. |
Bilgisayar modellemesini hemen şimdi, metni tamamlayacak tahmini yapmada kullanabiliriz. | TED | ويمكننا استخدام نموذج الكمبيوتر الآن في محاولة لاستكمال هذا النص وجعل التنبؤ أفضل تخمين. |
Bahçe satışında aldığı eserim sınıfında asılı duruyor. O şimdi bir öğretmen. | TED | أما اللوحات التي أشتراها منّي فهي معلّقة الآن في غرفة الصف خاصّته؛ فقد أصبح مدرّساً. |
artık bağlı bir çağda yaşıyoruz, herhangi birinin, herhangi bir zamanda, gerçek zamanda elimizdeki küçük cihazla yerini tespit edebileceğimiz bir zaman. | TED | نحن نعيش الآن في عصر الاتصال حيث يمكننا تحديد مكان أي شخص، في أي وقت، في الوقت الحقيقي، من جهاز صغير في أيدينا. |