Lins, bu adamdan uzak durmanı istiyorum. Ciddiyim. | Open Subtitles | لينزى , اريدك الأبتعاد عن هذا الشخص , اعنى هذا |
Seni o fanatiklerden uzak durman için uyarmadım mı? | Open Subtitles | ألم أحذرك من الأبتعاد عن هؤلاء المتعصبين ؟ |
İntikam almak istediğim falan yok. Sadecee senden uzak durmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد الأنتقام منكِ انا فقط أريد الأبتعاد منكِ |
Benden uzak duramıyordu. İki hafta birlikte olmuştuk ve çok geçmeden birlikte olmamız gerektiğini anladık. | Open Subtitles | لم يستطع الأبتعاد كنا مع بعضنا لمدة أسبوعين |
Geçici men emri. Benden 30 metre uzak duracaksın. | Open Subtitles | أمر منع مؤقت , عليها الأبتعاد عني 100 قدم |
Ondan uzak duramıyorsun değil mi? | Open Subtitles | انك لا تستطيع الأبتعاد عنها, اليس كذلك ؟ |
Pekala, kapıyı biz açacağız, kapıdan uzak durun. | Open Subtitles | أذا كنت بالقرب من الباب أريد منك الأبتعاد عنة |
Bence düğünü burada yapmalısınız. Buradan uzak duramıyorsunuz gibi. | Open Subtitles | يجب أن تقيموا الزواج هنا لأنكم لا تستطيعون الأبتعاد عنا |
Ve hapishaneden uzak kalamayacak bir kişi varsa o da sensin. | Open Subtitles | و إذا كان هناك شخص لا يستطيع الأبتعاد عن السجن فهو أنت. |
Aslında mangaldan uzak dursa onun için iyi olur aksi halde kapıdan geçemeyecek kadar etli butlu olacak. | Open Subtitles | حسناً من الأفضل لها الأبتعاد عن المشويات أو ستكون إمرأة بزيادة على العبور من الباب |
Ne dersiniz? İçkiden uzak durmam lazım. | Open Subtitles | هل تعتقدون يا رفاق أنه يمكنني الطيران ؟ ينبغي حقا الأبتعاد عن هذه الأشياء. |
Kaçamayız. Benden uzak durmalısın. Sana acıdan başka bir şey getirmedim. | Open Subtitles | لا يمكننا الهرب ، تحتاجين الأبتعاد عني ، لم أجلبُ لكِ شىء الأ الألم. |
Bunu Maura'ya veremezsin. uzak durmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لا يمكنك اعطاؤه لمورا لقد طلبت منا الأبتعاد |
Beladan uzak durmayı öğrenebilirsen başka. | Open Subtitles | اللا اذا تعلمت الأبتعاد عن المشاكل |
Ona, Oliver'dan uzak durması için yalvardım ama o beni dinlemedi. | Open Subtitles | . طلبت منه الأبتعاد عن (أوليفير) , وهو لم يستمع لى |
Sanırım beladan uzak durabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد انه يمكننا الأبتعاد عن المشاكل. |
Maggie, Emma'dan uzak durman gerek. | Open Subtitles | ماغى , أنتى بحاجه الى الأبتعاد عن أيما |
Artık benden uzak durman gerek. Radyoaktifim ben. | Open Subtitles | سيكون عليم الأبتعاد عني الآن فأنا مشع |
Bundan olabildiğince uzak durmaya bak. | Open Subtitles | عليك الأبتعاد عن هذا بأكبر قدر ممكن. |
Tavsiyen için teşekkürler Şerif, ancak eğer Bay Roberts yine seni kızından uzak durmamı söylemeye gönderdiyse, ona işe yaradığını söylersin, olur mu? | Open Subtitles | شكرا لهذه المعلومة، أيها الملازم، ولكن إذا السيد روبرتس أرسلك لكى تقولى الأبتعاد عن ابنته مرة أخرى، أخبره انى فعلت، حسنا؟ |