"الأبرز" - Translation from Arabic to Turkish

    • en
        
    Alınma ama genelde odadaki en büyük ucube ben olurdum. Open Subtitles بدون إهانة، لكنّي عادة ما أكون المسخ الأبرز في المكان.
    Az önce e-mail gönderdiği için Texarkana'nın en önemli kişilerinden birini tutukladım. Open Subtitles لقد قمت بإلقاء القبض على المواطن الأبرز في تيكساركانا لإرساله بريد الكتروني
    Size şimdi matematik hayatımdaki en çarpıcı günlerden birini anlatacağım. TED دعوني أريكم أحد الأيام الأبرز في حياتي الرياضية.
    Ya da en çarpıcı gecelerden biri mi demeliydim? TED أو كما ينبغي لي أن أقول، واحدة من الليالي الأبرز.
    Müzik dinlemek ve enstrüman çalmak arasındaki en bariz fark, ikincisinin beynin iki yarımküresi tarafından da kontrol edilen ince hareket becerilerine ihtiyaç duymasıdır. Aynı zamanda sol beyinin daha ilişkili olduğu TED الاختلاف الأبرز بين الاستماع للموسيقى وعزفها هو أن العزف يتطلب مهارات حركية دقيقة تتم إدارتها في كلا النصفين
    Fakat İskenderiye'deki entelektüel hayata en önemli katkıları belki de öğretisinden geldi. TED ولكن مساهماتها الأبرز في الحياة المعرفيّة في الإسكندرية جاءت من خلال قيامها بالتدريس.
    Roma Dünyası'nda aklınızda en çok kalan şey nedir? Open Subtitles ما هو الشيئ الأبرز العالق بذهنك حول العالم الروماني؟
    Bu, Reichstag yangınından bu yana... en üstün polis sezgisi örneğidir. Open Subtitles هذا هو المثال الأبرز لجاهزية الشرطة منذ حريق الرايخستاغ
    Duvar, Soğuk Savaşın acımasızlığının ve Avrupa'nın bölünüşünün en büyük simgesiydi. Open Subtitles كان الجدار هو الرمز الأبرز لقسوة الحرب الباردة والانقسام الأوروبي
    Birleşik Devletler'in en saygın Proust profesörü olduğumdan söz etmiş miydim size? Open Subtitles هل ذكرت أني الروائي الأبرز في الولايات المتحدة؟
    Bu reklam panosu Times Meydanı'ndaki en değerli konumda. Open Subtitles وهو واحد من المواقع الأبرز في تايمز سكوير.
    ...ama en göze çarpanları hayvanlara zulmetmek ve polis memuruna fiili saldırı. Open Subtitles أقصد، هنالك عدد من التُهم لكن الأبرز واحد كان القسوة بالحيوان ومُهاجمة ضابط
    Yüzyılın en fazla kazanan üçlüsüydü. Open Subtitles سباق الأحصنة ذاك كان الأبرز في ذلك القرن
    Ama söylemem gerek ki adaylar içinde en iyisi sensin. Open Subtitles ولكنني أخبرُكِ، منذ الآن أنتِ المُرشح الأبرز
    Bunun dışında Lord Hazretleri'nin takviminin en önemli günüdür. Open Subtitles لكن على عكس ذلك، فإنه الحدث الأبرز في مفكرة سيادته
    5 yıl önce evans eyalet tarihindeki en çok aranan adamlardan biriydi , 5 genç kadının kaybolmasınki baş şüphelilerden biriydi . Open Subtitles منذ ٥ سنوات، كان المطلوب الأبرز بتاريخ الولاية بعدما برز كالمشتبه الرئيس في قضية اختفاء ٥ شابات
    Yıldızların tayfındaki en belirgin özellikler ağır elementlerin varlığını gösteriyordu. Open Subtitles الميزات الأبرز في أطياف النجوم أظهرت وجود عناصر ثقيلة
    Ve sanırım bu da resmi, açık ara tüm zamanların en olağanüstü resmi yapıyor. Open Subtitles و ذلك صنع هذا أعتقد، إلى حد بعيد الصورة الأبرز لكل الأزمان.
    Gerçek şu ki; senin en büyük korkun.. ..boş nedenlere bel bağlamak. Open Subtitles الحقيقة هي أن خوفك الأعمق هو في الحقيقة صفتك الأبرز
    Sektördeki en iyi yetenek avcılarından biri. Open Subtitles إنّها الأبرز في عمل التقارير و إدارة أمور الفنّانين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more