Sen şanslısın. Senin doğal yeteneğine sahip olmadan boyut değiştiren biri parçalara ayrılırdı. | Open Subtitles | أنت محظوظة، فمعظم من يجتاز الأبعاد دون قدرتك الطبيعية يتمزّق إرباً بكل بساطة. |
Aynı zamanda da şehre bir boyut kazandırmaktı. | TED | لقد كانت أيضاً حول تزويد المدينة بنوع من الأبعاد. |
Burada yaptığımız şey, resmi alıp 3 boyutlu model uzayı içine getirmektir. | TED | فما نحاول فعله هنا هو أخذ الصور وبثها في النموذج ثلاثي الأبعاد |
Burada yaptığımız şey, birçok kişisel zevki ve karakteri, elimizden geldiğince harmanlamak ve üç boyutlu olarak sonuçları yazdırmak. | TED | هنا، نحن ننتج الكثير من الأذواق الفردية والشخصيات في التصميم، في أي مكان نستطيع، ونطبع النتيجة بطابعة ثلاثية الأبعاد. |
Belki birileri beni paralel bir boyuta ya da rüya boyutuna çekiyor. | Open Subtitles | ربما يحاول أحدهم سحبي لسطح عالم آخر أو يضعني بأحد الأبعاد الحلمية |
Tüm gücünle beni fırlatmayı başarabilirsen boyutsal geçidi açıp, evime dönebilirim. | Open Subtitles | إن رميتني بأقصى سرعتك ربما أكسر حاجز الأبعاد وأعود إلى دياري |
3 boyutlu Film Festivaline gittim. Ama üçüncü boyutu göremedim. | Open Subtitles | والداي أخذاني إلى مهرجان سينمائي ثلاثي الأبعاد |
Bu boyutların hepsi sağlığımız için önemli, hayatımızın akışı ile alakalı. | TED | كل من هذه الأبعاد له آثارعلى طريقة عيشنا على مسار حياتنا. |
Anlamıyorum, bilginin 3 boyut özelliği ile nasıl başettin? | Open Subtitles | لا أفهم، كيف أمكنك دمج الطبيعة الثلاثية الأبعاد للمعلومات |
boyut değiştirebilen bir iblis ırkı. | Open Subtitles | شياطين عبر الأبعاد الإبتلاع الإجبارى للدم الحيوانى |
boyut sayısını dörtte tutabilmek için her yolu denedik, kütlesiz parçacıklardan ve takyonlardan kurtulmak için çabaladık, fakat sonuç her seferinde kötü ve inandırıcılıktan uzak oluyordu. | Open Subtitles | جعل الأبعاد أربعة, محاولين التخلص من هذه الجزيئات معدومة الكتلة والتاكيون وهكذا, |
Arabalar, üç boyutlu nesnelerdir. sabit bir konum ve hıza sahiplerdir. | TED | السيارات هي مجسمات ثلاثية الأبعاد حيث لديها موقع و سرعة تابتين |
Resmin fotografını hangi açıdan çekersem çekeyim, resim yine de iki boyutlu görünüyor. | TED | ويمكن لي التقاط صور له من أي زاوية، و ستظل تبدو ثنائية الأبعاد. |
Dediğim gibi etrafımda bulunan 3 boyutlu geometrik şekiller bunlar. | TED | كما أقول،هذا كله نوع من هندسة الأسطح ثلاثية الأبعاد حولي. |
Dediğine göre evrenimiz, hepimizin farkında olduğu 3 boyuttan daha fazla boyuta sahip olabilirdi. | TED | اقترح أن كوننا هذا قد يحتوي على ما هو أكثر من الأبعاد الثلاثة التي ندركها جميعنا. |
Her şeyi iki boyutlu hale getirebilen boyutsal çarpıtma teknolojisi kullanıyordu herhalde. | Open Subtitles | لابد أن لديه تقنية تزييف الأبعاد والتي تغيّر كل شيء إلى بُعدين |
Bu ek boyutları, ek yedi boyutu buruşturmaya başlarsak bunu yapmanın ne kadar çok yolu olduğunu anlayabiliriz. | Open Subtitles | نبدأ بلف هذه الأبعاد الإضافية وهذه الأبعاد السبعة الأخرى وهناك طرق عديدة للقيام بهذه العملية |
Dolayısıyla, size bu ekstra boyutların hikayesiyle ilgili bir kaç şey anlatmak istiyorum. | TED | لذلك أود أن أخبركم شيئا عن قصة هذه الأبعاد الإضافية. |
Beynin her şeyin mümkün olduğunu büyülü, başka bir boyutta işliyor. | Open Subtitles | عقلكِ يوجد في تلك الأبعاد السحرية الأخرى أين أي شيء ممكن. |
Enerji de o noktaya akacak. boyutlar arasındaki duvarlar yıkılacak. | Open Subtitles | الطاقة ستصب في تلك البقعة و الجدران بين الأبعاد ستنكسر |
Sonra boyutları düşündüm. - X-Y-Z koordinatları. | Open Subtitles | محاولاً مع تركيبات مختلفة، وبعدها فكرت في الأبعاد. |
Önemli olan, herkesin her minyatür boyutun ne zaman ziyaret edildiğini bilmesi gerektiğidir. | TED | الفطنة الحاسمة هي عدم ضرورة معرفة الجميع متى تمت زيارة جميع الأبعاد المصغرة |
Eğer gravitonlar gerçekten oluştuysa, ve bu ekstra boyutlara kaçtılarsa, onları asla göremeyeceksiniz. | Open Subtitles | لو صحّ أمر خلقُ جزيئات الجاذبيّة, وفرارهم إلى تلك الأبعاد المخفيّة, فلن تتكنوا من رؤيتهم. |
Tasarımcılar, fikirlerini doğrudan 3D ortamda hayata geçirebilir, ve cerrahlar, ekranın altındaki sanal organlar üzerinde pratik yapabilir. | TED | يستطيع المصممون جعل أفكارهم مادية بشكل ثلاثي الأبعاد مباشرة، ويستطيع الجراحون التدرب على أعضاء افتراضية تحت الشاشة. |
Ama boyuttaki özünü Resikhian vazosuna sokabilirim. | Open Subtitles | لكن يمكن أن أقضي علي جوهرة تنقلك بين الأبعاد |
Şekilleri anlamak için, cisimlerin şekil üzerindeki akışına baktı ve bu da 3 boyutlu evrenin daha yüksek boyutlarda sarılabileceği bütün olası şekillerin bir tarifini ortaya çıkardı. | Open Subtitles | لفهم الأشكال، تفحص دينامية السُبل التي تجري فيها الأشياء فوق الشكل الذي أدى إلى وصف لجميع السُبل الممكنة التي يُمكن للفضاء ثلاثي الأبعاد اتخاذ أبعاد أرقى منها. |
Enerji krizini ortadan kaldıracak kadar dev miktarda boyutlararası enerji orada sadece bizim bulmamızı bekliyor. | Open Subtitles | هناك كميات ضخمة من الطاقة ما وراء الأبعاد هناك فقط انتظرنا حتى نرميَ مفتاح التيار لتنقضيَ أزمة الطاقة |