Teşekkür ederim efendim. Sanırım ateşli dostumuza bu heyecan yetecektir. | Open Subtitles | أشكرك سيدى، والآن اعتقد أن هذا الشاب المتحمس رأى الكثير من الأثارة |
Gelin, size heyecan verici birşey göstereyim. | Open Subtitles | ليس هنالك أخطاء تعالي دعيني أريك بعض الأثارة |
Filme çekmek istediğiniz heyecan bu değil mi? | Open Subtitles | اليس ذلك النوع من الأثارة يريد ان يصبح فيلما؟ |
Anlamıyorum-- Burada ne heyecan var? | Open Subtitles | لا أفهم ما هي الأثارة في مثل هذه الأفلام؟ |
Hadi bakalım, paraları saçın heyecanı yakalayın. | Open Subtitles | هيا, دعونا نذهب بتذاكر السفر لرحلة من الأثارة |
Sen de yeni büyücümüz olmalısın. Ne kadar da heyecan verici. | Open Subtitles | ولابدّأنـّكَعرّافناالجديد، ياله من أمر بالغ الأثارة. |
heyecan verici hiç bir şey olmadığından burası kadınlar için çok sıkıcı bir yer. | Open Subtitles | ولكم هو مملٌ للأمرأة أن لم يكن هنا اي نوعِ من الأثارة |
Bence, bir hafta için fazla heyecan yaşadı. | Open Subtitles | أعتقد بأنّها نالت ما يكفي من الأثارة في أسبوع واحد |
Birazcık heyecan yaşamanın hepimize iyi geleceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد انه سينفعُنا جميعاً ان. نختبرالقليلمن الأثارة. |
Daha yolunda başındayız, doğru ama bir heyecan olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | صحيح اننا في الأيام الأولى لكنني اشعر ببعض الأثارة |
Ama size çok heyecan verici bir planımızdan bahsetmek isteriz. | Open Subtitles | ولكن نود أن نريك الخطط لشيء في غاية الأثارة |
Bana bu kadar heyecan yeter. | Open Subtitles | كانت الأثارة كافية لي على ما أعتقد |
Sanırım bu sadece özgür bir insanın hissedebileceği bir heyecan. | Open Subtitles | بالكاد أستطيع أن أجلس من شدة الأثارة |
Ama Rus'un bilmediği şey muhasebecisinin güvenli yaşamdan sıkııp tüm yanlış yerlerde heyecan aramaya başladığı. | Open Subtitles | iولكن مالا يعرفه الروسي أن محاسبته قد أصابها بالملل من الحياة الهانئة وتبحث عن الأثارة في جميع الاماكن الخاطئة |
Kendini canlı hissetmek için heyecan arıyorsun bu normal bir tepkidir. | Open Subtitles | أنت فقط تبحث عن الأثارة ... لتحس بأنك على قيد الحياة أنها ردّ فعل طبيعي |
Bana göre biraz fazla heyecan vardı. | Open Subtitles | بعض من الأثارة القليلة تناسب ذوقي |
heyecan ve korku. Karşı konulmaz bir karışım. Sevgili İngiltere'miz için önemli şeyler yapıyorduk. | Open Subtitles | الأثارة والخوف كنا نؤدي أمرا مهماً |
heyecan ararken birçok şey denemiş ve hepsini yanlış yerlerde yapmış. | Open Subtitles | لقد حصلت على العديد من الفرص، وبحثت عن الأثارة -في كل الأماكن الغير مناسبة. -تبدو مثلي. |
Sadece ilişkilerinin heyecanı değil aynı zamanda kaçamak yaptıklarındandı. | Open Subtitles | ولم يكون الموضوع فقط الأثارة أو لأن كلاهما أرادتا الهرب من حياتهم |
Onlara ne kadar ciddi olduğumuzu öğretelim. O zaman bir dahaki sefere biraz daha aksiyona ne dersin? Ne? | Open Subtitles | إذاً ما رأيكم بالمزيد من الأثارة فى المرة المقبلة؟ |