Aıtık ABD dışındaki yabancılar için mahkeme emrine ihtiyaçları yok. | Open Subtitles | وعليه، لا يحتجون مذكرات الآن للأشخاص الأجانب خارج الولايات المتحدة |
yabancılar hızlandırılmış eğitim veren kurum ve dershaneleri seçer. Burası kırsal bölge. | Open Subtitles | الأجانب يختارون الأكاديميات والمدارس التأهيلية عن العادية، وفوق هذا إنها منطقة ريفية |
Aynı gün dünyaya Uzaylılar geliyor ve iki gün içinde dünyayı yok edeceklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | يهبط نفس الأجانب النهاري على الأرض ويقول بأنهم سيفجرونه في يومين. |
Peki başka bir fikir var mı? Uzaylılar tarafından kaçırılacağına inanmıştı. | Open Subtitles | هو يقنع بأنّه يذهب لكي يختطف من قبل الأجانب. |
Ve bugün Japonya'da yaşayan yabancıların en çoğu nereden geliyor dersiniz? | TED | و خمن من أين يأتي أكبر عدد من الأجانب المقيمين في اليابان اليوم ؟ |
Babanın karşı çıktığı nokta, uzaylı sömürgecilerle iş birliği yapmaktı. | Open Subtitles | ذلك كان إعتراضا أبّيك: بأنّ نحن تحالف مع المستعمرين الأجانب. |
Aslında yabancıları gözlemek , sizin de benim de bir yabancı olduğumuzu fark edene kadar kulağa çok da kötü gelmiyor. | TED | ورصد الأجانب لا يبدو سيئا للغاية حتى تكتشف انني اجنبي و انت ايضا اجنبي |
Ama en sonunda, uzaylıların asıl odak noktanız olduğunu söyleyeceksiniz? | Open Subtitles | لكن في نهاية اليوم، أنت هل يقول الأجانب بؤرتك الحقيقية؟ |
Ve bu şeyler yabancılar tarafından öğretildi. | TED | وهذه الأشياء التي تم تعليمنا إياها من قبل الأجانب. |
Kilisede evlendiğine göre yabancılar gibi öp onu! | Open Subtitles | ،تزوجت في كنسية لذا، فقبلّها كما يفعل الأجانب |
yabancılar bir bardak meyve suyu içmeden, fiyat listesini istiyor. | Open Subtitles | الأجانب يسألون عن قائمة الأسعار قبل حتى أن يشربون كأساً من العصير |
Kötü amaçlar, katil yabancılar. | Open Subtitles | كانوا يحرقون البعثات و يقتلون الأجانب لدينا خبر حزين |
Kulağa çılgınca geldiğinin farkındayım ama ben Uzaylılar tarafından kaçırılmak istiyordum. | Open Subtitles | أعرف كم مجنون هذا سيبدو، لكنّي أريد لكي أكون إختطف من قبل الأجانب. |
Dışarı çıktıklarında kesinlikle Uzaylılar tarafından kaçırıldıklarına emindiler. | Open Subtitles | وبعد ذلك يخرج إيجابي جدا هم تقصّوا من قبل الأجانب. |
Bu Uzaylılar pekçok Amerikalı'dan daha iyi yaşayacaklar. | Open Subtitles | هؤلاء الأجانب سيعيشون حياة احسن من اكثر الاميركيين |
Ve bu da anlaşmada yazdığı gibi, yabancıların özgürce Çin'de ticaret yapabileceği anlamına geliyordu. | TED | و هذا يعني أن الأجانب كما قيل في المعاهدة ، قد سمح لهم أن يتاجروا في الصين بحرية. |
Beyler söyler misiniz, yabancıların ve kibirli şehirlilerin düşüncelerinden bize ne? | Open Subtitles | أيها السادة إننى أطلب منكم ما الذى يقلقنا مما يعتقده حفنة من الأجانب ، أقمشة المدينة المزيتة |
Haftasonlarını, Meksika çöllerinde uzaylı istilacılardan dünyayı korumaya çalışarak geçirirdi. | Open Subtitles | تقضي إجازاتها في الصحراء تأمن الحدود المكسيكية من المتسللين الأجانب |
Majesteleri önce Boxerlar'ın yabancıları iki günde yok edeceklerini söylediler. | Open Subtitles | أولا قالوا الملاكمون سيدمر الأجانب في يومين التالي أنه لا يوجد جيش أجنبي يمكنها حتى الاقتراب من المدينة |
National City'i yok edecekler ve suçu saldırgan uzaylıların üstüne atacaklar. | Open Subtitles | وهم في طريقهم لتدمير ناشيونال سيتي، وإلقاء اللوم على الأجانب معادية. |
Sarhoş olmasını ve eve yabancılarla gelmesini öylece oturup izledin mi? | Open Subtitles | هل اكتفيت بالجلوس و مشاهدتها تسكر ثم ترافق الأجانب لمنازلهم ؟ |
Bu olayın uzaylılarla bir ilgisi olmayabilir. | Open Subtitles | هذه الحالة لا يحتمل أن يكون عندها أيّة علاقة مع الأجانب. |
Bir taraftan korku ve dışlamayla mücadele ederken diğer taraftan yabancılardan korkmayı ve milliyetçiliği nasıl reddedebiliriz? | TED | كيف لنا أن نوازن بين معالجة الخوف والعزلة من جهة بينما على الجهة الأخرى الرفض بشدة للإذعان لرهاب الأجانب والقومية؟ |
Gizli servisle işbirliği yapan raportörümüz, yabancı suikastçıların adalete teslimi için ipucu peşindeler. | Open Subtitles | هذا المراسل ، متعاون مع وكلاء سريين تابعوا القرائن ليقدموا المتآمرين الأجانب للعدالة |
Orada olmayan uzaylıları kovalıyor ve bu utanç verici gerçeği örtecek bir hikâye yaratılmasına yardım ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تطارد الأجانب ذلك ليست هناك، مساعدتهم يخلقون قصّة لتغطية الحقيقة المخزية. |
Geniş kapsamlı dış işleri pozisyonumun olması çok faydalı olacak ama. | Open Subtitles | حَسناً، رعاياي الأجانب سوف يخدمونني جيدا. |
Baylar, Başkan Yedinci Bölüm'ün ortadan kaldırılmasını ve ölen uzaylılardan geriye kalanların yok edilmesini emretti. | Open Subtitles | الرجال، الرئيس طَلبَ قطاع سبعة يَكُونُ مُنهى وبقايا الأجانب المَوتى مُتَخَلّص مِنْ. |
Yani, garip görünüşlü uzaylılara makaslı suikast planı. | Open Subtitles | مؤامرة من أجل اغتيال الفضائيين الأجانب بمقص |