Daha küçük bir şirket mesela, Taksi şirketlerinden biri gibi. | Open Subtitles | لقد ظننت من شركة صغرى مثل إحدى شركات سيارة الأجرة |
Daha küçük bir şirket mesela, Taksi şirketlerinden biri gibi. | Open Subtitles | لقد ظننت من شركة صغرى مثل إحدى شركات سيارة الأجرة |
İşsizim ve neredeyse çulsuzum, oda arkadaşım taşınıyor ve Kira ücreti de artıyor. | TED | كنت عاطلاً عن العمل، ومفلساً تقريباً انتقل شركائي في السكن، و لم يعد بإمكاني تغطية الأجرة |
O taksiye bir daha binmeden önce gidip ruhuna bir mum yakmalıyım. | Open Subtitles | كان يجب أن أوقد له شمعة قبل أن أواجه سائق الأجرة ثانية. |
- Ücret de işte burada, taksimetrede yazıyor. 29 Dolar. | Open Subtitles | و الأجرة موجودة على العداد إنها 29 دولاراً |
Bu şehirde yüzü olmayanların Taksi şoförü olmasına izin verilmez. | Open Subtitles | لا يُسمَح للعقول الفارغة بقيادة سيارات الأجرة في هذه المدينة |
Bu şehirde boş kafalı kimsenin Taksi kullanmasına izin verilmiyor. | Open Subtitles | لا يُسمَح للعقول الفارغة بقيادة سيارات الأجرة في هذه المدينة |
Taksi şöförü, şiddetli saldırı ve büyük ölçekli hırsızlıktan suçlamada bulunmuş. | Open Subtitles | سائق سيارة الأجرة رفع دعوى إعتداء وسرقة، وقد يعيد التفكير بالأمر |
Taksi konusunda uyarsaydım banyo yaparken kayıp düşecek ve boynunu kıracaktı. | Open Subtitles | لو حذّرته من سيّارة الأجرة سيسقط في الحمّام و يكسر عنقه |
Önceki müşterisini bıraktıktan sonra kahve molası veren Taksi şoförü şimdi bir önceki taksiyi kaçıran alışverişe giden kadını almıştı. | Open Subtitles | وسائق سيارة الأجرة هذا الذي استلم أجرةً مبكرةً وتوقّف للحصول على كوب من القهوة التقط السيّدة التي كانت ذاهبةً للتسوّق |
Canım sıkılınca Kira sözleşmenizi de inceledim. | Open Subtitles | وكان عندي وقت فراغ لقتله لذا تفقدت عقد الأجرة خاصتكم. |
Bir süreliğine ikizlerle ilgilenecek Kira karşılığında. | Open Subtitles | ستقوم بمساعدتنا في تربية التوأم عوضاً عن دفع الأجرة |
Seks mi yapıyorsunuz veya taksiye yol mu tarif ediyorsun, belli değil. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كنتما تحاولان الإنجاب أو تعطون توجهاتكم لسائق سيارة الأجرة |
Babam benim yüzümden taksiye de binemedi. Babamın hiçbir suçu yoktu. | Open Subtitles | ،بسببي، والدي لمْ يستطع صعود الأجرة .إنهُ لم يرتكبْ أمرًا خاطئًا |
Düşünsene, asgari Ücret alıyor. Donna da 2 peni kazanıyor. Çok küçük bir daireye güçleri yetebilecek. | Open Subtitles | ومع ذالك هو على الأجرة القليله وهي مؤقته لذا كل مايمكنهم تحمله هي شقة صغيرة |
...kiralık araba faturaları ve telefon kayıtlarım. | Open Subtitles | التقارير ، إيصالات سيّارة الأجرة سجلات هاتفي |
Berbat bir akşamdı. taksinin kapısını yüzüme çarpışını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | كانت ليلة فظيعة، أتذكرين صفقكِ باب سيارة الأجرة في وجهي؟ |
taksim parçalandı. İşimi kaybettim. Saldırıya uğradım. | Open Subtitles | لقد حطّمت سيارة الأجرة فقط وفقدت عملي وأصبحت غبي |
ödeme aldığı hesapları söylersen bize yeni bir anlaşma ayarlayabiliriz. | Open Subtitles | أخبرنا عن الحسابات التي يستعملها لأجل الحصول على الأجرة ويمكننا أن نبدأ بالتحدث عن صفقة جديدة |
Arabamı eve getirmeyince ben de bugün taksiyle gitmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لم تعد سيارتي إلى المنزل ، لذلك ذهبت في سيارة الأجرة |
Taksideki bilgisayar, hareketlerini GPS'le izlemiş ve kaç bölge geçtiğine göre Taksi ücretini belirlemiş. | Open Subtitles | الحاسوب الموجود في سيارة الأجرة يتبعتحركاتهبواسطةجهازتحديدالمواقع، ويحدد الأجرة بناء على المناطق التي قطعها. |
Bilirsiniz işte, bütün gün takside oturan boş kafalı şu adam. | Open Subtitles | تعرفون، ذلك الرجل الذي يجلس طوال النهار داخل سيارة الأجرة خاصته |
Bu formu Taksi ve Limuzin Komisyonu sitesinden bulabilirsiniz. | TED | هذا نموذج متوفر على موقع لجنة سيارات الأجرة والليموزين. |
["Rebecca Newberger Goldstein"] ["Steven Pinker"] ["Mantığın Uzun Vadeli Etkisi"] Taksici: Yirmi iki dolar. Steven Pinker: Tamam. | TED | ريبكا نيوبيرغر غولدستين ستيفن بينكر رحلة المنطق الطويلة سائق الأجرة: إثنان وعشرون دولار. |