Böylece cesetleri taşımak zorunda kalmazlar. | Open Subtitles | ذلك الطريقِ، هم لَنْ يَجِبُ أَنْ يُحرّكَ الأجسامَ. |
Brass'in dediğine göre, cesetleri kurbanların birinin erkek arkadaşı bulmuş. | Open Subtitles | طبقاً للنحاسِ، خليل وَجدَ أحد الضحايا الأجسامَ. |
Bu dediğin Janet Marsh'ın ailesini öldürmesi, temizlenmesi cesetleri paketlemesi ve bizi şaşırtmak için uyduruk bir kamyonetle evinden 40 km uzakta bir yere atması için yeterli bir zaman. | Open Subtitles | لقَتْل عائلتِها، لتَطهير، للتَخَلُّص مِنْ الأجسامَ وللتَخَلُّص من الشاحنةِ الداميةِ، |
Tuz, cesetleri mumyaya çeviriyor. | Open Subtitles | يحول الملحُ الأجسامَ إلى مومياوات. |
En azından, ekip cesetleri alana kadar bekle. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَنتظرَ على الأقل M. E. سَيُوضّحُ الأجسامَ |
cesetleri görmesin. | Open Subtitles | لا تَسْمحُ لها برؤية الأجسامَ |
cesetleri de bulamamışlar. | Open Subtitles | هم لم يَجدوا الأجسامَ. |