Her ne kadar bölgenin yaygın dinleri, evlilik öncesinde iffetin korunmasını övse de, ataerkil bir toplumda erkekler, erkekliklerini yaparlar. | TED | على الرغم من أن الأديان الرئيسية في المنطقة تقدس العفة قبل الزواج ، في عالم الآباء الذكور يبقوا أولاداً . |
Diğer yandan, tarikat diye hitap ettiğimiz şey, tüm yeni dinler değildir. | TED | ومن ناحية أخرى، ليست جميع الأديان يمكن أن يستخدم بها مصطلح الطوائف. |
Tüm büyük dinlerde ölümün bir son olmadığına inanılır. | Open Subtitles | جميع الأديان الرئيسية تعتقد أن الموت ليس نهاية. |
Pek çok metalci gibi Dio'nun şarkıları da, dini sembollerle dolu ama mesajı genelde bu sembollere zıt düşüyor. | Open Subtitles | مثل العديد من الفنانين من المیتال، الموسيقى روني مليء بالرمزية الدينية، بعد رسائلها يرفضون الأديان |
Şu insan kalbi yenilen dine ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن أحد تلك الأديان التي يأكل معتنقوها قلوب البشر؟ |
Moğollar, yöneticiler kendilerine itaat ettikleri sürece dinlere karışmadılar. | TED | سمح المغول لجميع الأديان بالازدهار، طالما كان القادة يصلّون من أجلهم. |
Noel bütün dinlerden insanların bir araya gelip İsa'ya dua ettikleri bir zamandır. | Open Subtitles | الكرسمس هو وقت يجمتع به الناس بختلف الأديان ليبجلوا اليسوع |
din üzerine çalışan bilimadamları böyle diyorlar. | TED | حسناً الكثير من العلماء الذين يبحثون في الأديان يعتقدون ذلك. |
Ancak bu görüş bütün dinlerin yobaz olduğunu varsayıyor. | TED | ولكن يفترض هذا الرأي أن كل الأديان تنبني على الأصولية المتعصبة. |
Tüm dünyayı dolaştım. Büyük dinleri öğrendim. Ve hem mistik şamanın hem de çılgın adamın dizinin dibinde oturdum. | Open Subtitles | لقد سافرتُ حول العالم حُسيني, ودرست أعظم الأديان أنا أعرف العالم حُسيني |
Bu yüzden insanlar kitaplar yazıyorlar, dinleri kuruyorlar, çareler buluyorlar, başkanlığa aday oluyorlar, ama ben, ben muhteşem bir adam olmak istemiyorum. | Open Subtitles | نعم, ولهذا السبب الناس يكتبون كُتباً بداية الأديان والبحث عن علاج الترشح للرئاسة. |
Küçük bir grup Hıristiyanlığı, oturmuş dinleri, kötülüğün kaynağı ve şeytanı da özgürlüğe giden, insanı güçlü yapan yolun rehberi olarak görmeye başladı. | Open Subtitles | في الآونة الأخيرة، كان هناك ميل لبعض الناس لمعرفة المسيحية وجميع الأديان الأخرى كما الشر والشيطان كما المحرر، |
Bu yüzden, korktuğum şeylerle alakalı bir soru gördüğümde, depremler ya da diğer dinler olabilir, belki ben teröristlerden ya da köpek balıklarından korkuyorum, düşünün ki problemi abartacakmışsınız gibi hissettiren her şey. | TED | لذا عما قريب اذا رأيت سؤال حول الأشياء التي أخاف منها، والتي قد تكون الزلازل، الأديان الأخرى، ربما أخشى من الإرهابيين أو أسماك القرش، أي شيء يجعلني أشعر، افترضوا أنكم ذاهبون لتضخيم المشكلة. |
dinler, yerel inançlardan Yoruba dinine, Müslümanlığa ve Evanjelik Hristiyanlığa çeşitlilik gösteriyordu. | TED | الأديان تراوحت من معتقدات السكان الأصليين إلي ديانة اليوروبا و المسلمين و المسيحين الإنجيليين. |
Ama bütün bu dinler Hindistan'da ortam buldu ve iyi karşılandı.. | TED | ولكن، كل هذه الأديان وجدت في الهند أرضا مرحبة. |
Uyanışını gerçekleştirmiş bir varlığın etrafında görülen hale, veya bir enerji imzasının tasviri, dünyanın her yerindeki neredeyse tüm dinlerde kullanılan ve kanıksanmış bir olgudur. | Open Subtitles | الهالة، أو توقيع الطاقة, المحيطة بكائن مستيقظ، هي أمر شائع تقريبا قي جميع الأديان وفي جميع أنحاء العالم. |
1800'lü yılların başına kadar çoğu dinlerde bir yabancının sevilen bir kişinin cenazesini hazırlayıp gömmesi duyulmamıştı. | Open Subtitles | حتى أوائل 1800 لم يُسمع بهذا الأمر في معظم الأديان بأن تجعل غريب يُحضِر ويدفن أحبائك |
ayrılmanın bu noktasında dini inanışlardaki ticari marka olan inancımızı sarsan ikinci bozulmadır ayrışmanın yanlış kavramları hayatın simbiyotik ilişkisini inkar ederler. | Open Subtitles | ونقطة التقسيم هذه, والتي هي علامة فارقة لكُلّ الأديان, تأتي بنا إلى فشلِنا الثانيِ للوعي, |
BU TANRININ EVİNE, FARKLI DİNE İNANANIN GİRMESİ YASAKTIR. | Open Subtitles | هذا هو منزل الرب محرم دخوله على ذوي الأديان الأخرى إيمان بدون شك: |
Tüm dinlere karşı saygı ve hoşgörü Hindistan'ın geleceğini yüceltir! | Open Subtitles | أن نور احترام كل الأديان والمساواة هو ما سينير مستقبل الهند المشرق |
bu ayinler tüm dinlerden birşeyler içeriir | Open Subtitles | ولكن هناك بعض العناصر داخل هذه الطقوس هي مشتركة بين جميع الأديان |
Hatta karşılaştırmalı din ve karşılaştırmalı edebiyat gibi araştırma alanları bile vardır. | TED | بل ان هناك مجالات للبحث فهناك المقارنة بين الأديان و المقارنة بين المؤلفات |
ve bence de dünya dinlerinin ve bu dinlerin liderlerinin merhamet ve karşılıklılık etiğini inançlarının temel ilkeleri olarak benimsemelerini çok iyi buluyorum. | TED | وأعتقد أنه من الرائع أن ديانات العالم، زعماء الأديان في العالم يؤكدون على الشفقة والقاعدة الذهبية كمبادئ أساسية كجزء لا يتجزآ من تدينهم. |
Çalışmalarımın sonucunda şöyle bir bağlantı buldum: dinin özü şefkatmiş. | TED | نتيجة لدراستي، لقد وجدت الخيط الذي يقود إلى أن جوهر الأديان هو التعاطف. |