zarar vermek istemiyorlar ama kollarını kaptırıyorlar | Open Subtitles | أنا لم أقل بأنهم يقصدون الأذية ولكنهم سيضحون بزراع |
Onların niyeti zarar vermek değil. Onlar sadece ejderha gibi davranan ejderha. | Open Subtitles | إنهم لا يقصدون الأذية إنهم مجرد تنانين تتصرف كتنانين |
Ama öte yandan, şehrimi uzaylılardan ve zarar vermek isteyen kişilerden korumak için üvey ablamla DEO'da çalışıyorum. | Open Subtitles | ولكن سرًا أعمل مع شقيقتي بالتبني لصالح إدارة مكافحة الخوارق لحماية مدينتي من أي تهديد فضائي وأي أحد آخر ينوي لها الأذية |
Ama Earl'ün bize zarar vermek istediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لكنى لا أعتقد أنه كان يقصد لنا الأذية |
- Sana söyledim, bu kadın bana zarar vermek istiyor. | Open Subtitles | قلت لك هذه المرأة تنوي لي الأذية |
Zack'e zarar vermek isteyecek kimse var mı? - Hayır. | Open Subtitles | هل تعرف أي أحد يريد أن يسبب الأذية لـ(ذاك)0 |
O kimseye zarar vermek istemez. | Open Subtitles | إنه لا يريد الأذية لأي مخلوق |
zarar vermek eğlencenin sadece yarısı. | Open Subtitles | الأذية هي نصف المتعة |
zarar vermek istiyorsun. | Open Subtitles | تريد جلب الأذية |
Nate nasıl ona zarar vermek istediğimi düşünür? | Open Subtitles | كيف أمكن (نايت) تصديق أنني قد أرغب بإلحاق الأذية به؟ |