Ayrıca, Rus elçiliğinde küçük bir karışıklık var. | Open Subtitles | أيضًا، هُناك بعض الأرتباك داخل السفارة الروسية |
Biz bütün karışıklık için özür dileriz. | Open Subtitles | نحن متأسفون علي كل هذا الأرتباك. |
İmparator Hiro Ishida, geçici gerileme yaşanan karşı bölgedeki kaybı açıkladı, ancak saray kaynakları, kraliyet mahkemesinin karışıklık ve kendinden şüphe duymayla kuşatılmış olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الأمبراطور (هيرو إيشيدا) وصف الحال بأن فقدان المنطقة بمثابة نكسة مؤقتة لكن مصادر داخل القصر كشف عن الديوان الملكي أنها تعاني من الأرتباك والشك الذاتي |
O sabah her yere korku ve kargaşa hakimdi. | Open Subtitles | أكثر ما أتذكره عن ذلك اليوم كان الرعب و الأرتباك |
Taarruzun ilk günlerinde, Müttefiklerde tam bir karmaşa hakimdi. | Open Subtitles | لقد كانت البداية ليوم من الأرتباك ... الواضح فى صفوف الحلفاء |
Gözlerinden okunuyor kafandaki karışıklık. | Open Subtitles | أرى الأرتباك في عينيك |