Atılacak başka yük olsaydı daha yükseğe çıkabilirdik. | Open Subtitles | بأمكننا الأرتفاع أكثر، لو أننا تخلصنا من الوزن الزائد |
Tanrım, cidden! 4 duvarı olması yeterli değil mi? Neden o kadar yükseğe çıktınız? | Open Subtitles | حقاً , ألا يكفي الحصول على غرفة ولديكم جدران ,لماذا تكون بذلك الأرتفاع , إليس الأمر وكأنكم نمور على جبل كيلمانـجارو |
O kadar yükseğe nasıl çıktın? | Open Subtitles | كيف قفزت إلى ذلك الأرتفاع بحق الجحيم ؟ |
Bende düzgün bir irtifa bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | وسنحاول جاهدين بسلاسة الأرتفاع بالرحلة |
Sisten midir, rakımdan mı anlamadım. Rahatsızlık verici bir durum. | Open Subtitles | لا أعرف أذا كان بسبب الضباب ، أو الأرتفاع ، أمور من هذا الشأن. |
Bu resimler aynı yükseklikten çünkü aynı anda gerçekleştiler. | Open Subtitles | هذه اللقطات من نفس الأرتفاع وألتقطت فى نفس الوقت |
Bu kadar yükseğe çıkarmaya izin almak için. | Open Subtitles | لنحصل على رخصة للبناء لهذا الأرتفاع |
Troller bu kadar yükseğe tırmanamazlar. | Open Subtitles | القزم لا يمكنه تسلق هذا الأرتفاع. |
Bu kadar yükseğe çıkarmaya izin almak için. | Open Subtitles | لنحصل على رخصة للبناء لهذا الأرتفاع |
İrtifa hastalığı. | Open Subtitles | إنها ليست إنه مرض الأرتفاع عن سطح البحر |
Hesaplamaya vakit yoktu. 40 yılı aşkın sürede yaptığım binlerce uçuştan edindiğim irtifa ve hız ayarlaması deneyimime güvendim. | Open Subtitles | لم يكن هناك وقت للحساب. أضطررت أن أعتمد على خبرتي في المعاملة مع الأرتفاع والسرعة لآلاف الرحلات الجوية على مدى أربعة عقود. |
Sisten midir, rakımdan mı anlamadım. Rahatsızlık verici bir durum. | Open Subtitles | لا أعرف أذا كان بسبب الضباب ، أو الأرتفاع ، أمور من هذا الشأن. |
Çünkü yaralar o yükseklikten düştüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | لأن الأصابة تدل على الأرتفاع الذي السقط منه |
Eğer Brian gizlice girdiyse, vinç de buradaysa böyle bir yükseklikten düşüş kesinlikle onu öldürürdü. | Open Subtitles | والرافعة كانت موجودة وسقط من هذا الأرتفاع قطعا سيحصل ما حصل |