"الأرجاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • etrafta
        
    • etrafa
        
    • yerde
        
    • buralarda
        
    • etrafı
        
    • yere
        
    • etrafında
        
    • yerlerde
        
    • etrafına
        
    • ortalıkta
        
    • etraftayken
        
    Neden biri çağırdığında gelmek yerine sürekli etrafta gizli gizli dolaşıyorsun. Open Subtitles لماذا لا تأتي عندما يناديك أحدهم بدلا من تسكعك بكل الأرجاء
    etrafta bolca bulunduğu için, kavga etmelerine de gerek yok. Open Subtitles هناك وفرةٌ منه في الأرجاء فلن يلزم إثارة النزاعات عليه
    Yani ben etrafa bakıyorum, ben kuşları, çiçekleri, güzel kızları görüyorum. Open Subtitles أعني, أنني أنظر في الأرجاء فأرى الطيور، الزهور، البنات الجميلات
    Nereden gelmiş de burada bir yerde yeşil kazak bulmuş ya? Open Subtitles إلى أين تذهب في هذه الأرجاء كي تجد سترة خضراء ؟
    buralarda olacağını söylemişti ben de zaman bulursa buraya davet etmiştim. Open Subtitles قالت أنها ستتواجد في الأرجاء وطلبت منها المجيء إذا كانت متفرغة
    - Dün geceyi burada geçirmesi için çağırdım böylece ona etrafı gezdirecektim. Open Subtitles ؟ لقد دعوتها لكي تقضي الليلة الماضية برفقتي حتى أريها الأرجاء اليوم
    Burada kalamayız, Elizabeth. O haklı her yere ışınlanıyorlar. Open Subtitles لا يمكننا البقاء هنا إنهم يهبطون فى كافة الأرجاء
    Bu göz televizyonda kendi etrafında dönüyor. TED هذه العين تدير نفسها في الأرجاء بالتلفزيون.
    Esas soru şu ki etrafta dinleyen birileri olacak mı? Open Subtitles السؤال هو, هل سيكون هناك أي أحد في الأرجاء ليستمع؟
    Hayır, sadece... ne tür bir adam diğerlerine takma adlar koyarak etrafta dolaşır? Open Subtitles كلا، إنما أي نوع من الرجال يمشي في الأرجاء ليعطي باقي الرجال، ألقابًا؟
    Dünyanın en çok aranan adamısın, ve bu şekilde etrafta dolanıyorsun. Open Subtitles أنت أكثر رجل مطلوبًا في العالم و تتمشى في الأرجاء هكذا؟
    Hasta bir adam bulursun onu etrafta dolaştırıp insanlara doğru öksürmesini sağlarsın. Open Subtitles تجد رجلا مريضا و تتمشى به في الأرجاء و تجعله يمسك بالجميع
    Ve tabii ki içki içip, etrafa neşe saçmak. Open Subtitles وو شرب شراب البيض و نشر الفرح والبهجه في الأرجاء
    Belki biraz etrafa bakıp gizli kimliğini öğrenmeye çalışmalıyım. Open Subtitles لربّما يجب أن أتطفّل في الأرجاء وأرَ إذا يمكنني معرفة من هو حقّاً.
    Bize Afganistan konusunda saldırmak için her yerde gezdirecekler kadını. Open Subtitles سيقومون بالتباهي بها في الأرجاء مهاجمة إيانا في قضية أفغانستان
    Her yerde seni arıyorduk, baba. Nereye indin? Open Subtitles كنّا نبحث عنّك في الأرجاء ، يا أبّي أين هبطت ؟
    Ancak bir süredir buralarda görmüyorum. İyi mi diye merak etmiyor değilim. Open Subtitles ، لكنّني لم أرها في الأرجاء منذ فترة أتسائل إن كانت بخير
    buralarda çoğu adam bu kadar yaşamaz. Open Subtitles لا يعمر الكثيرون لهذه الدرجة في هذه الأرجاء
    ortalıkta koşuşturup etrafı batıran bir torunum olsun isterdim. Open Subtitles أحب أن يكون لدي حفيد صغير يركض في الأرجاء ويحدث فوضى هنا وهناك.
    Sadece etrafı gezdirip... birkaç kişiyle tanıştıracağım, tamam mı? Open Subtitles أريد أن أجول به في الأرجاء وأعرفه إلى بعض الأشخاص ، حسنا؟
    Her yere kurşun yağıyormuş. Open Subtitles كانت مجرّد رصاصات عشوائية تغطّي جميع الأرجاء
    Gergin ötesi bir şey.etrafında olmak neredeyse eğlenceli gibi. Open Subtitles إنها متوتّرة جداً دائماً يجعلها مرحة لكي تكون في الأرجاء
    Fakat dava açmazsan, sana garanti ederim ki onun dışarıda bir yerlerde rahatça dolaşıp ve ablan kendi elleriyle onun icabına bakacak. Open Subtitles ولكن إن لم توجهي التهمة يمكنني أن أضمن لك أنه سيكون هناك في الخارج يمشي في الأرجاء وأختك
    Hayatım, etrafına bak. Görecek çok şey var. Open Subtitles عزيزتي , إلقي بنظرة في الأرجاء يوجد الكثير لتريه
    ortalıkta neredeyse yirmi kilo fazlayla geziyorsun ve fena değilsin? TED تتجول في الأرجاء وتحمل معك وزنك الزائد بحوالي 20 كغ، هل أنت بخير؟
    Ben etraftayken öldürme. Open Subtitles انظر , باولي لا أريدك ان تقتلهم وأنا في الأرجاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more