Neden biri çağırdığında gelmek yerine sürekli etrafta gizli gizli dolaşıyorsun. | Open Subtitles | لماذا لا تأتي عندما يناديك أحدهم بدلا من تسكعك بكل الأرجاء |
etrafta bolca bulunduğu için, kavga etmelerine de gerek yok. | Open Subtitles | هناك وفرةٌ منه في الأرجاء فلن يلزم إثارة النزاعات عليه |
Yani ben etrafa bakıyorum, ben kuşları, çiçekleri, güzel kızları görüyorum. | Open Subtitles | أعني, أنني أنظر في الأرجاء فأرى الطيور، الزهور، البنات الجميلات |
Nereden gelmiş de burada bir yerde yeşil kazak bulmuş ya? | Open Subtitles | إلى أين تذهب في هذه الأرجاء كي تجد سترة خضراء ؟ |
buralarda olacağını söylemişti ben de zaman bulursa buraya davet etmiştim. | Open Subtitles | قالت أنها ستتواجد في الأرجاء وطلبت منها المجيء إذا كانت متفرغة |
- Dün geceyi burada geçirmesi için çağırdım böylece ona etrafı gezdirecektim. | Open Subtitles | ؟ لقد دعوتها لكي تقضي الليلة الماضية برفقتي حتى أريها الأرجاء اليوم |
Burada kalamayız, Elizabeth. O haklı her yere ışınlanıyorlar. | Open Subtitles | لا يمكننا البقاء هنا إنهم يهبطون فى كافة الأرجاء |
Bu göz televizyonda kendi etrafında dönüyor. | TED | هذه العين تدير نفسها في الأرجاء بالتلفزيون. |
Esas soru şu ki etrafta dinleyen birileri olacak mı? | Open Subtitles | السؤال هو, هل سيكون هناك أي أحد في الأرجاء ليستمع؟ |
Hayır, sadece... ne tür bir adam diğerlerine takma adlar koyarak etrafta dolaşır? | Open Subtitles | كلا، إنما أي نوع من الرجال يمشي في الأرجاء ليعطي باقي الرجال، ألقابًا؟ |
Dünyanın en çok aranan adamısın, ve bu şekilde etrafta dolanıyorsun. | Open Subtitles | أنت أكثر رجل مطلوبًا في العالم و تتمشى في الأرجاء هكذا؟ |
Hasta bir adam bulursun onu etrafta dolaştırıp insanlara doğru öksürmesini sağlarsın. | Open Subtitles | تجد رجلا مريضا و تتمشى به في الأرجاء و تجعله يمسك بالجميع |
Ve tabii ki içki içip, etrafa neşe saçmak. | Open Subtitles | وو شرب شراب البيض و نشر الفرح والبهجه في الأرجاء |
Belki biraz etrafa bakıp gizli kimliğini öğrenmeye çalışmalıyım. | Open Subtitles | لربّما يجب أن أتطفّل في الأرجاء وأرَ إذا يمكنني معرفة من هو حقّاً. |
Bize Afganistan konusunda saldırmak için her yerde gezdirecekler kadını. | Open Subtitles | سيقومون بالتباهي بها في الأرجاء مهاجمة إيانا في قضية أفغانستان |
Her yerde seni arıyorduk, baba. Nereye indin? | Open Subtitles | كنّا نبحث عنّك في الأرجاء ، يا أبّي أين هبطت ؟ |
Ancak bir süredir buralarda görmüyorum. İyi mi diye merak etmiyor değilim. | Open Subtitles | ، لكنّني لم أرها في الأرجاء منذ فترة أتسائل إن كانت بخير |
buralarda çoğu adam bu kadar yaşamaz. | Open Subtitles | لا يعمر الكثيرون لهذه الدرجة في هذه الأرجاء |
ortalıkta koşuşturup etrafı batıran bir torunum olsun isterdim. | Open Subtitles | أحب أن يكون لدي حفيد صغير يركض في الأرجاء ويحدث فوضى هنا وهناك. |
Sadece etrafı gezdirip... birkaç kişiyle tanıştıracağım, tamam mı? | Open Subtitles | أريد أن أجول به في الأرجاء وأعرفه إلى بعض الأشخاص ، حسنا؟ |
Her yere kurşun yağıyormuş. | Open Subtitles | كانت مجرّد رصاصات عشوائية تغطّي جميع الأرجاء |
Gergin ötesi bir şey.etrafında olmak neredeyse eğlenceli gibi. | Open Subtitles | إنها متوتّرة جداً دائماً يجعلها مرحة لكي تكون في الأرجاء |
Fakat dava açmazsan, sana garanti ederim ki onun dışarıda bir yerlerde rahatça dolaşıp ve ablan kendi elleriyle onun icabına bakacak. | Open Subtitles | ولكن إن لم توجهي التهمة يمكنني أن أضمن لك أنه سيكون هناك في الخارج يمشي في الأرجاء وأختك |
Hayatım, etrafına bak. Görecek çok şey var. | Open Subtitles | عزيزتي , إلقي بنظرة في الأرجاء يوجد الكثير لتريه |
ortalıkta neredeyse yirmi kilo fazlayla geziyorsun ve fena değilsin? | TED | تتجول في الأرجاء وتحمل معك وزنك الزائد بحوالي 20 كغ، هل أنت بخير؟ |
Ben etraftayken öldürme. | Open Subtitles | انظر , باولي لا أريدك ان تقتلهم وأنا في الأرجاء |