Buradaki zorluk bu ilave parçalardan kaynaklanıyor: düğme, fermuar ve süslerden. | TED | لكن التعقيد يكمن في تلك الأشياء الإضافية، أي الأزرار والسحّاب والزركشة. |
Ağlayan bir adam bizden düğme ve sabun yaptıklarını söyledi. | Open Subtitles | رجل كان يبكي قال : بأنهم يصنعون منا الأزرار والصابون |
Biliyorum ama düğmelere resmen vuruyordun. Çok hassaslar, öyle yapamazsın. | Open Subtitles | انا اعلم, ولكنك تحطم الأزرار إنها حساسه, لا تستطيع تحطيمها |
tuşlara doğru kaydığını hissedin. | TED | والطريقة الطبيعية التي تحرك بها أصابعكم الأزرار. |
Hayır ama senin takım elbisenin düğmelerini kullanabilecek başka bir takım var. | Open Subtitles | لا ، لكن هناك بذلة أخرى يمكننا وضع عليها الأزرار من بذلتك |
Bence düğmelerin tarih boyunca var olmasının nedeni giysilerimizin kapalı olmasını sağlıyor olmaları. | TED | أعتقد أن سبب استمرار الأزرار كل هذا الوقت، أنها تعمل حقا لجعل ملابسنا مغلقة. |
Onlara birkaç balta, biraz basma ve birkaç da şirin düğme vermiş. | Open Subtitles | لقد قدم لهم بعض رؤوس الفئوس وبعض القماش القطنى، وبعض الأزرار الجميلة |
Süs, düğme ve fermuarlarıyla oldukça tipik bir ceket. | TED | إنها سترة عادية من حيث الأزرار والسحّابات والزركشة. |
3.000 yıl sonra ise birisi düğme deliklerini icat etti ve düğmeler aniden faydalı oldu. | TED | بعد 3000 عام، اخترع أحد أخيرا فتحة للزر، وأصبحت الأزرار أخيرا مفيدة. |
Sonra, iki düğme beliriyor ve bir seçim yapması gerekiyor. | TED | ثم يظهر اثنين من الأزرار ويجب على الشخص الاختيار |
lstakozdan hoşlanmam, sinirliyken parmak eklemlerimi çıtırdatırım... düğme biriktiririm ve sol tarafıma dönüp yatarım. | Open Subtitles | أكره الاستاكوزا اكسر مفاصلي عندما أكون عصبية بقفل الأزرار وبانما على جانبي الايسر |
-Gus doğru düğmelere basarsa... Hepsine sahip olurum. | Open Subtitles | إذا كان بإمكان جاس جورمان الضغط على الأزرار الصحيحة |
Şu düğmelere bak, İran kedilerinin gözleri gibiler. | Open Subtitles | أنظري إلى هذه الأزرار يبدون كعيون القط الفارسي |
Peki başka hangi düğmelere basabiliyorsun? | Open Subtitles | لذا، ما الأزرار الأخرى التي يمكنك أن تضغطها؟ |
Bana söylenen tüm tuşlara bastım, ama yine de beklemede 18 saat harcadım. | TED | نقرت على جميع الأزرار المطلوبة مني،♪♫♪ و مع ذلك جلست 18 ساعة على الانتظار.♪♫♪ |
Diğer tuşlara basmadan önce "Beklet"e basman gerekirdi. | Open Subtitles | كان يُفترض بكِ أن تضغطي زرّ الإنتظار قبل بقية الأزرار |
Biri ayakkabılarını ve üniformasının düğmelerini çalmış ama... o hayatta kalmış. | Open Subtitles | ـ سرق أحدهم حذاءه؟ و الأزرار عن بزته العسكرية لكنه عاش |
Kırmızı düğmelerin her biri parktaki bir bölgeye elektrik veriyor. | Open Subtitles | الأزرار الحمراء تعيد الطاقة لمعظم لأنظمة الحديقة |
Öyle çok tuşa bastın ki, tuş rezilliği yaşandı. | Open Subtitles | أنت تضغط علي الكثير من الأزرار الأمر وكأنه حفلة جنونية للأزرار |
Çok düğmeli ve kemerli olanları beğeniyorum. | Open Subtitles | تعجبني المعاطف ذات الأزرار الكثيرة والأحزمة |
Adamın yedi tane eşi kayıp kol düğmesi çıktı. | Open Subtitles | كانَ لديهِ سبعَة أزواج غير مُتطابقَة من الأزرار |
Hesap makinesinde hiç basmadığım tuşlar gibi. | Open Subtitles | إنّها بمثابة كل تلك الأزرار التي لا تضغطها بآلة حاسبة. |
Fakat çoğu zaman, düğmeyi ve fermuarı ayarlayamadığı için onu tuvalete götürmek zorunda kalıyordum, ki bu durum hem onun için hem de oradaki diğer erkekler için çok utanç verici oluyordu. | TED | ولكن في الكثير من الأحيان، لأنه لم يتمكن من إغلاق الأزرار والسحاب، كنت أضطر لأخذه إلى حمام الرجال، وكان الأمر مُحرجاً له بشكل لا يُصدق والرجال الآخرون الذين كانوا هناك. |
tuşları tekrar ayarla ve sonra değişip değişmediklerine bak. | Open Subtitles | أعيدي برمجة كل الأزرار وانظري إذا ما غيّرها ثانية. |
Buradaki düğmelerden birine basarak cevabını bildirebilirsin. | Open Subtitles | تشير لذلك عن طريق الضغط على واحد من هذه الأزرار |
Ne zaman, acil durumdan anlayacak... buton teknolojisi geliştirecekler? | Open Subtitles | متى سيضعون تقنية الأزرار الجديدة؟ للحالات الطارئة؟ |
Bendim işte. Bir telefon gördüm ve bir kaç düğmeye bastım. | Open Subtitles | أجل كان أنا، كنت بالخارج هناك و رأيت هاتف فضغطت على الأزرار. |
Hiç iplik yok. Ve düğmelerinden de parmak izi çıkaramadılar. | Open Subtitles | ولمْ يقدروا على رفع بصماتٍ من على الأزرار. |