"الأزرق و" - Translation from Arabic to Turkish

    • mavi ve
        
    • ve mavi
        
    • bir mavi
        
    mavi ve sarı hep karışır. Open Subtitles درجات اللون الأزرق و الأصفر دائماً ما تنتشر
    İki rengi var: mavi ve menekşe rengi, hangisini istersin? Open Subtitles يأتي بلونين، الأزرق و البنفسجي، أيّهما تفضّل؟
    mavi ve yeşil giyen adamdan fazla kime saygı duyuluyor ki? Open Subtitles من يكن إحتراماً أكثر ممن يلبسون الأزرق و الأخضر؟
    Binlerce insan yarın kırmızı, beyaz ve mavi giyerek dışarı çıkacak. Open Subtitles الآلاف من الأشخاص سيكوننا بالخارج غداً يرتدون الأزرق و الأحمر و الأبيض
    Bağımızdan Ege daha derin bir mavi ışıltıyla görünüyor. Open Subtitles بحر ايجه يببدو متوهجا باللون الأزرق و نستطيع أن نراه و نحن في مزرعة العنب التي نملكها
    Renk tayfında mavi ve beyazın arasında kolayca görülebilir. Open Subtitles أنه خليط متوسط ما بين اللونين الأزرق و الأبيض
    - Aslında şu mavi ve kırmızı ışıkları yakıp, isterseniz size eşlik edebilirim. Open Subtitles أتعلمين ماذا سأفعل ؟ سأضىء النور الأزرق و أوصلكم لهناك
    Bu çatıdan yandaki çatıya atlarsan o mavi ve yeşil duvara çarparsın ardından boruya tırmanıp üzerinden zıplarsın tekrar çatıyı koşarak geçersin sonra nereye atlarsın? Open Subtitles في ذلك السطح ماذا سيحدث إذا قفزتي للسطح التالي و انطلقتي إلى ذلك الحائط الأزرق و الأخضر
    Hani, hep mavi ve kırmızı kablo arasında tercih yapmak yapmak zorunda kalırsın ya? Open Subtitles أجل, كما تعرف شعورك و أنت تختار بين السلك الأزرق و السلك الأحمر لتقطع أحدهما؟
    Balo'da mavi ve altın rengi afişler kullanacaktık ama mavinin tonu konusunda kararsız kaldık. Open Subtitles كنا سنذهب مع الأزرق و لافتات الذهبية للرقص ولكننا الآن لا نستطيع إيجاد ظلال الأزرق المناسب
    Kızıl, mavi ve yeşile döndü. Open Subtitles ثم تحولت إلى الاحمر و الأزرق و الاخضر
    - Biraz mavi ve beyaz alabilirler, biraz da kırmızı karıştırabilirler. Open Subtitles - لقد إستطاعوا جلب البعض من الأزرق و الأبيض - ومزج القليل من الأحمر
    Hani vardı ya: "mavi ve yaldız Alayının aklını alırız." Open Subtitles الأزرق و الذهبى , الغرور و الجرأة.
    Kocaman ağımı İngilizce'nin derin ve mavi okyanusuna fırlatmak ve dipten çekip çıkaracağım o mükemmel yaratıklara bakmak isterdim. TED أريد أن ألقي شبكتي الكبيرة في محيط اللغة الإنجليزية الأزرق و أري أية مخلوقات رائعة أستطيع أن أسحب من القاع .
    Beyinde korku anısı bulmaktansa, hayvanlarımızı alıp onları, örneğin buradaki mavi kutu gibi bir kutunun içine koyduk ve mavi kutuyu temsil eden beyin hücrelerini buluyoruz ve ışık demetine tepki gösterecek şekilde onları kandırıyoruz, tıpkı öncesinde söylediğimiz gibi. TED بدلاً من إيجاد ذاكرة خوف في الدماغ، نستطيع البدء بأخذ حيواناتنا، و وضعهم في صندوق أزرق كهذا و وجدنا خلايا الدماغ التي تمثل هذا الصندوق الأزرق و جعلناهم يستجيبوا لنبضات ضوئية تماماً كما ذكرنا سابقاً.
    DNA; benim, bir sivrisineğin, bir mavi balinanın; bir mantarla bir T-rex'le, Elvis ve Kraliçe Victoria'yla paylaştığı ortak noktadır. Open Subtitles الحمض النووي هو الشيء المشترك بيني و بين البعوضة و الحوت الأزرق و الفطر و التيرانوصورس ركس و إلفيس و الملكة فيكتوريا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more