Elimde bir kara Kutu vardı ve içindekileri dünyanın görmesine sağlayacaktım. | Open Subtitles | لديَ الصندوق الأسود في يدي وأردت ان أظهر الاسرار للعام كله |
Biyografisine göre tekvando ve j iujitsuda kara kuşak sahibi. | Open Subtitles | طبقاً لسيرتها الذاتيّة، هي حاملة للحزام الأسود في التايكوندو والجوجيتسو. |
Buna rağmen, bu gerçek bir fotoğraf değil bilgisayar grafik uygulamasıdır - kara deliğin nasıl görülebileceğine dair artistik bir yorumlama. | TED | ولكن هذه الصورة غير حقيقية، بل رسماً تقريبياً باستخدام الكمبيوتر تعبير فني عمّا قد يكون شكّل الثقب الأسود في الواقع. |
"İnlerindeki aslanlar bile siz yaklaşırken titreyecekler." | Open Subtitles | الأسود في عرائنهم " " ترتعد فى نظرته |
"İnlerindeki aslanlar bile siz yaklaşırken titreyecekler." | Open Subtitles | الأسود في عرائنهم " " ترتعد فى نظرته |
Afrika'daki aslanlar ekseriyetle kolay avlar oluyordu. Bilhassa karınları doymuşsa. | Open Subtitles | الأسود في (أفريقيا) فريسة سهلة للصيد، خاصة لو كنت أطعمتهم |
Los Angeles'daki aslanlar gibiydi. Uzun mesafelerde iletişim kuranlar. | Open Subtitles | إنها مثل الأسود في (لوس أنجلوس) يتواصلون من على مستافات |
Üstüne biraz siyah zeytin konulmuş sadece küçük bir Meksika mezesi. | Open Subtitles | انها مجرد أطعمة نباتية صغيرة مع بعض الزيتون الأسود في الأعلى |
Hiç hayvanat bahçesindeki aslanları seyrettin mi? | Open Subtitles | هل شاهدت في أيّ وقت الأسود في حديقة الحيوان ؟ |
Burada, evrenin merkezindeki kara deliğe doğru teleskobumuzu doğrultmuş gibi yaptığımızdaki taklit veriyi kullanarak yapılan örnek rekonstrüksiyonu gösteriyorum. | TED | أعرض هنا مثال لإعادة بناء صورة مستخدمين بيانات المحاكاة، عندما نتظاهر بتوجيه التيليسكوبات باتجاه الثقب الأسود في منتصف مجرتنا. |
SD: Sonuçlar şunu gösterdi ki daha önce gördüğümüz M87'deki kara delik altı buçuk milyar güneşin kütlesine sahip. | TED | ش.د: لقد اتضح أن الثقب الأسود في المجرة مسييه 87، الذي شاهدناه سابقًا، ذو 6,5 مليار كتلة شمسية. |
Kendi galaksimizdeki kara delik bin kat daha küçük ama bin kat daha yakın. | TED | الثقب الأسود في مركز مجرتنا أصغر بآلاف المرات، لكنه أيضًا أقرب بآلاف المرات. |
Diğer bir tarafta da kara ayinlerde uygulanan yöntemlerle kiliseye saldırı. | Open Subtitles | ومن الناحية الأخرى, تدنيس بأستخدام القداس الأسود في الكنيسة |
Hiçbir zaman kara kuşak olamayacak. | Open Subtitles | سيحصل الفتى على الحزام الأسود في وقت قصير |
Los Angeles'daki aslanlar gibiydi. | Open Subtitles | (كما حدث مع الأسود في (لوس آنجيلوس |
Tablonun ortasındaki siyah çizgi muhtemel tüketim seviyesinin ve kaçınılmaz denilebilecek kadarlık bir ziyanın da eklendiği bir miktarı göstermektedir | TED | الخط الأسود في منتصف ذلك الجدول هو المستوى المحتمل للاستهلاك مع تفاوت لمستويات محددة للمخلفات التي لا يمكن اجتنابها. |
Hayvanat bahçesindeki aslanları izlediğin gibi. | Open Subtitles | مثلما تريد أن تحدق في الأسود في حديقة الحيوانات |