"الأشجار التي" - Translation from Arabic to Turkish

    • ağaçlar
        
    • ağaçların
        
    • ağaçları
        
    Fakat su kaynaklarını filtre edecek ağaçlar olmayınca, Uruk'un sulama sistemi kirlendi. TED لكن بدون الأشجار التي تنقّي مصادر المياه الخاصة بهم، أصبح نظام الري في الوركاء ملوّثاً.
    Ama rüzgâr ne kadar soğuk eserse essin yol boyunca ağaçlar yine de tomurcuklanır. Open Subtitles لكن الأشجار التي تصف على الطرقات يمكن أن تنبت براعم جديدة مهما كانت الرياح باردة
    Şu yukardaki ağaçlar. Ne zaman öldü hiç fikrin varmı ? Open Subtitles الأشجار التي هناك ألديك ادنى فكرة متى ماتوا؟
    ağaçların, insanların kan bağlarını, soy ağaçlarını haritalandırmada kullanıldığını görebiliyoruz. TED يمكننا أن نرى الأشجار التي استخدمت لتحديد صلة القرابة ، ومختلف روابط الدم بين الناس.
    Gittikçe daha fazla ağaç kesilince kesilmiş ağaçların yerine yenileri gelmedi. Open Subtitles بينما كانوا يقطعون المزيد والمزيد من الأشجار تدريجياً فلم تنمو الأشجار بالسرعة الكافية لتحل محل الأشجار التي قُطعت
    Rüzgâr ve ağaçların birbirleriyle sohbeti arasındaki farkı bilir misin? Open Subtitles هل تعلمين الفرق بين الرياح و الأشجار التي تتحدث بين بعضها ؟
    Çocuklarımızın, bugün ektiğimiz tohumlardan yetişecek ağaçları beslemeye devam edebilecek genç erkekler ve kadınlar olmalarını istiyorum. TED أريد أن يصبح أطفالنا رجالًا ونساءً يمكنهم مواصلة تغذية الأشجار التي ستكبر من البذور الأصلية التي نزرعها الآن.
    Hayır, değil. Yüz yıllık ağaçları kesiyorlar. Open Subtitles كلا، ليس هكذا الأمر، إنهم يقطعون الأشجار التي تبلغ عمرها 100 عام.
    Pekala anlat bakalım tam olarak ne tür ağaçlar kesiyorsun? Open Subtitles اخبرني إذاً.. ما هو النوع الأشجار التي تقطعها أنت؟
    En yakında yolun kenarındaki ağaçlar var. Kapıyı kırıp oraya koşuyoruz. Open Subtitles الأشجار التي على الطريق قريبة نركل الباب, ولكن علينا أن نجري إليها
    Bu daha iki günlük bir çalışma ve bulacağım kirli çamaşırları kağıda dökmek için kesilecek ağaçlar konusunda biraz endişeliyim. Open Subtitles وأنا قلق بعض الشيء على الأشجار التي سأضطر إلى قتلها لطباعة باقي الفضائح التي سأجدها
    1967'den beri, Singapur hükûmeti 1,2 milyondan fazla ağaç dikti, bunların içinde, süper ağaçlar denen 50 metre uzunluğundaki dikey bahçeler de var. TED منذ عام 1967، قامت حكومة سنغافورة بزرع أكثر من 1.2 مليون شجرة، بما في ذلك الأشجار التي يبلغ ارتفاعها 50 مترًا والتي تسمى الأشجار الفائقة.
    Belki bir zamanlar orada bunun gibi ağaçlar, çiçekler, likenler, yosunlar, kelebekler, akarsu balıkları ve ağaçlarda böyle kuşlar vardı. TED و سيكون هناك أنواع من الأشجار التي من المفترض أن تكون هناك. و الأزهار والأشنات والطحالب، والفراشات، والسمك في الجدول، والعصافير على الأشجار.
    Papağanlar hangi ağaçların meyve verdiğini ve meyvelerin olgunlaşma zamanını iyi bilir. Open Subtitles الببغاوات يعرفون اي الأشجار التي تنتج البذور و متى تصبح الفواكه ناضجة لاخذها.
    Aynı katmana ait olan ağaçların yan yana dikilmediklerinden emin oluyoruz, yoksa uzadıklarında aynı dikey alana sahip olabilmek için savaşacaklardır. TED ونتأكد من أن الأشجار التي تنتمي لنفس الطبقة لم تغرس بجانب بعضها البعض، أو أنها سوف تصارع من أجل نفس المساحة الرأسية عندما تكبر.
    Aslında ağaçların ruhlarını kışın görürüz. Open Subtitles ...انها في الواقع روح الأشجار التي نراها في فصل الشتاء
    ''Amazon'da kaç tane ağaç var ve geçen haftadan bu yana kesilen ağaçların lokasyonlarını gösterir misin?'' TED "كم عدد الأشجار الموجودة في الأمازون وهل يمكنك أن تخبرني بمواقع الأشجار التي تم قطعها بين هذا الأسبوع والأسبوع الماضي؟"
    Grand Central İstasyonu'ndan bir yılda geçen trenlerin toplamı mı... tedavüldeki ABD dolarının basılması için kesilen ağaçların toplamı mı? Open Subtitles كل القطارات التي تمر عبر محطة (غراند سنترال) في السنة أم الأشجار التي تقطع بشكل دوري ؟
    Orada gördüğünüz toprağın tümü aslında benim yiyeceklerim, restoranımda üretiliyor, ve fırtınada devrilen ağaçları, şarap fıçılarını ve bu gibi şeyleri kullanarak yaptığım bu tüplerde üretiliyor TED كل التربة التي ترونها هناك هي في الأساس طعام، تم توليدها من المطعم، وتنمو داخل هذه الأحواض، التي صنعتها من الأشجار التي أقتلعتها العواصف وبراميل النبيذ وأشياء أخري عديدة.
    Kandırılmıştım. Yaşamdaki amacı, güneş ışığı elde etmek için mücadele ettikleri ağaçları ekarte etmek olan çimenler tarafından kandırılmıştım." TED أنا مستغفل من الأعشاب التي هدفها في الحياة أن تنافس الأشجار التي تنافسها - الذين يتنافسون على الشمس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more