| - Bir orta noktası buluyorum ve aptalca şeyler yaptığını kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنا داخل معك في الخط أنا أعترف بأنك عملتِ بعض الأشياء الغبية |
| Panik yaptık ve aptalca şeyler düşünmeye başladık. | Open Subtitles | بدأنا بالزعر و تخيل كل أنواع الأشياء الغبية. |
| Elbette hayatımda pek çok aptalca şeyler yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت بالتأكيد الكثير من الأشياء الغبية فى حياتى |
| Neden böyle saçma şeyler koyup on yıl sonra açıyoruz ki? | Open Subtitles | مثل، لماذا نضع هذه الأشياء الغبية هنا؟ وأيضاً، ندفنها وبعد ذلك نفتحها بعد عشر سنوات؟ |
| Şu aptal şeyleri bana gönderip duruyor. | Open Subtitles | أنه يستمر في إرسال تلك الأشياء الغبية |
| Ve veda nasihatim olarak, bunların seni aptal şeyler yapmaya ikna etmelerine izin vermeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تضع حدا لهم للتوقف عن التحدث عن الأشياء الغبية |
| Eve gidince hayatınız boyunca bir kıza söylediğiniz aptalca şeyleri düşüneceksiniz ve muhtemelen bunun için yatana kadar ağlayacaksınız. | Open Subtitles | عندما تكونوا هناك ستتذكروا كل الأشياء الغبية الذي تحدثتوا بها لفتاة في كل حياتكم وستجعلكم تبكون إلى أن تناموا |
| Bunlar- ...ufak tefek şeyler konuşulmadan bırakılan aptalca şeyler. | Open Subtitles | الأشياء الصغيرة تلك الأشياء الغبية التى نهملها ولا نقولها |
| İçtiğim zaman bazen aptalca şeyler yaparım. Hatırlayamadığım şeyler. | Open Subtitles | أحيانا عندما أشرب، وأنا لا الأشياء الغبية. |
| Yetişkinler aptalca şeyler yaparlar bazen. | Open Subtitles | الناس البالغون قد يفعلون بعض الأشياء الغبية أحياناً |
| aptalca şeyler söylediğinde, senden daha çok hoşlanıyorum. | Open Subtitles | الأشياء الغبية التي تقولها تجعلني أحبك أكثر |
| Dinle hayatım boyunca aptalca şeyler yaptım ama kimseyi kendi çıkarım için harcamadım. | Open Subtitles | , استمعى لقد فعلت العديد من الأشياء الغبية بحياتى ولكن لم يسبق لى ان اضع احدا فى طريق الأذى لكى احقق ربحا |
| aptalca şeyler yapıyorum, yanlış şeyler düşünüyorum. | Open Subtitles | أفعل كل تلك الأشياء الغبية وأفكر بكل تلك القصص الدائرة |
| Alak, sonucu ne olursa olsun hepimiz aptalca şeyler yaparız. | Open Subtitles | ألاك، من أجل كل ما يستحق نحن نفعل كل الأشياء الغبية |
| Bazı saçma şeyler yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت بعض الأشياء الغبية |
| Paul korkmuştu. Ve korktuğunda saçma şeyler yaparsın. | Open Subtitles | (بول) كان خائفاً ، وعندما تكونين هكذا ، تفعلين الأشياء الغبية |
| Hep bu aptal şeyleri kullanırdı. | Open Subtitles | كان يرتدي هذه الأشياء الغبية طوال الوقت |
| Şu aptal şeyleri çıkarın! | Open Subtitles | خذن تلك الأشياء الغبية فحسب |
| O zaman sen de aptal aptal şeyler söylemeyi kes. | Open Subtitles | إذن توقف عن قول الأشياء الغبية |
| Aslında maymunların insanların yaptığı aynı aptalca şeyleri aynen yaptıklarını görebilir miyiz? | TED | هل بإمكاننا فعليا أن نرى ما إذا كانت القردة تقوم بالضبط بنفس الأشياء الغبية التي يقوم بها البشر؟ |
| - Böyle saçma şeyleri anlamıyorum ki. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أقرأ هذه الأشياء الغبية |