Gelirken kamping dükkanına uğradım ve gezi için biraz eşya aldım. | Open Subtitles | لقد توقفت عند محل المعسكرات وابتعت بعض الأشياء من أجل النزهة |
Müzem için parçalar topluyorum ama aynı zamanda bunları da geldikleri yerlere iade ediyorum. | TED | إذ أقوم بجمع الأشياء من أجل متحفي، لكنني أقوم أيضاً بإعادة الأشياء إلى المكان الذي أتت منه. |
Bunları paramparça ederek tırnaklarını mükemmel hâle getiriyor. Çünkü ataları da hayatta kalmak için aynısını yaptı. | TED | هي تقطع تلك الأشياء من أجل أن تحافظ على مخالبها حادة، لأن هذا بالضبط مافعله أسلافها من أجل استمرار النسل. |
The New York Times için bazı şeyler gerekli. | Open Subtitles | أحتاج إلي بعض الأشياء من أجل مجلة نيويورك تايمز |
Hala sigorta almak için bir yerleri mi yakıyorsun? | Open Subtitles | هل ما زلت تحرق الأشياء من أجل الحصول على التأمين؟ |
Ona hazırladığım büyücülük seti için bir şeyler alıyordum. | Open Subtitles | كنت أحضر لها كل هذه الأشياء من أجل عدّة تعويذة انا أصنعها لها. |
Sadece büyük annenin avukatı için birkaç şeye bakıyorum. Evet, onunla tanıştım. | Open Subtitles | أنا أتتبع بعض الأشياء من أجل محامي جدتك فحسب |
Buluşmamız için bu sepet dolusu hediyeleri göndermişler bana, her şeyi içinde. | Open Subtitles | أرسلوا لي هذه السلّه و بها كل تلك الأشياء من أجل موعدنا, إنها سله متكاملة |
Herneyse Bu geceki balo için manikür pedikür yaptırmaya gidiyoruz. | Open Subtitles | اه,على أي حال. كنا في طريقنا للأحضار بعض الأشياء من أجل الذهاب إلي القاعة اليوم. |
Ajan Scott için yeni elbiseler. | Open Subtitles | مرحبا، هذه بعض الأشياء من أجل العميل سكوت |
Burası öğrenciler için sahne dekorasyonu, ve illüzyonları hazırladığım yer. | Open Subtitles | هنا ,أقترح وأقدم الأشياء من أجل التلاميذ |
Pekâla tüm olanları düzeltmeye çalıştıklarını varsayalım sadece çocukları için. | Open Subtitles | لنكتفي بقول أنهم حرفوا هذه الأشياء من أجل الأطفال |
Hayır Jenna, bunların hiçbiri aslında skeçler için değil. | Open Subtitles | لا يا جينا, لا شيئ من هذه الأشياء من أجل السكتشات حقا |
Yarın için bazı malzemeleri stokluyorum, nereye istersen oturabilirsin. | Open Subtitles | أنا فقط كنت أخزن بعض الأشياء من أجل الغد، أجلسي أينما تريدين. |
Sanırım şimdi Lucky için doğru şeyleri yapmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | أظن أنه يقوم ببعض الأشياء من أجل لاكي الآن |
Annemin doğum günü için birkaç şey bakıyorum. | Open Subtitles | لقد أتيت لأخذ بعض الأشياء من أجل عيد ميلاد والدتيّ |
Hadi ufaklık. Yol için biraz şeker alalım. | Open Subtitles | هيّا، يافتى لنذهب لشراء بعض الأشياء من أجل الطريق |
Eşyalarını ailesi için hazırlamam gerekiyor. | Open Subtitles | . أتعلم علي تجهيز هذه الأشياء من أجل عائلته |
Cha Do Hyun'un eşyalarını almak için evine doğru yoldayım. | Open Subtitles | إننى فى طريقى إلى منزل تشا دو هيون الآن لأحضر بعض الأشياء من أجل إقامته فى المستشفى |
Bazen eğlenmek için bir şeyleri bozmak sorun yaratmaz. | Open Subtitles | أحيانا على ما يرام ل تدمير الأشياء من أجل المتعة. |