"الأصالة" - Translation from Arabic to Turkish

• Orijinallik
• özgünlük

Bence asıl unsur Orijinallik olmalı.
أعتقد أن على الأصالة أن تكون عنصراً رئيسياً.

Artık kimse kendini düşünmüyor. özgünlük bitti. Orijinallik ayıp bir kelime oldu.
اعني، أن لا احد يتخذ قراره بنفسه بعد الآن لقد ماتت الفرديه الأصالة هي كلمة قذرة.

Orijinallik üzerine sorular tarih boyunca tartışıldı ve hatta Romalıların, Mısır sanat eserlerinin kopyalarını sattıkları dönemde de bu tartışma vardı.
مسألة الأصالة متأصلة منذ القدم حتى قبل عصور الرومان

Fakat benim için özgünlük "rahatlık" demek değil.
ولكن بالنسبة لي، الأصالة لا تعني الارتياح.

Sonuç olarak, özgünlük yeni tüketici hassaslığı haline geliyor.
إذا، تصبح الأصالة هي حساسية المستهلك الجديد.

Sonuç olarak, Orijinallik konusu gerçek ve sahte kavramları bizim kadar atalarımızın da aklını meşgul etmiştir.
هذا عن مسألة الأصالة التي تشير إلى الصواب والخطأ ولطالما كان الأصيل متواجدا واحتل عقول أسلافنا كما فعل بنا اليوم

Orijinallik kavramı, sahicilik ve kültürün onaylanma ihtiyacını da yanında getiriyor.
ومع الأصالة نحتاج إلى الموثوقية والحاجة إلى الإثبات الحضاري

Orijinallik katmak için tüm hafta boyunca özel misafir yönetmenimiz Bay Claude Dumet'le prova yaptık.
ولإضافة لمسة من الأصالة, كنا نتمرن طوال الأسبوع مع المخرج الضيف, السيد (كلود ديميت).

Orijinallik sertifikasını da aldım!
حصلت على شهادة الأصالة!

Güzelim, sende özgünlük eksik ve onu bulmanı tavsiye ederim.
يا صغيرتي, ينقصك الأصالة وأقترح عليك أن تجدي بعضها

Ölümün beş öğesine sahibim, ayak hakimiyeti, tarz, güç, özgünlük ve ruh.
لدي العناصر الخمسة للقتل رقص الأقدام , الأسلوب , القوة الأصالة , والروح

A, Authenticity - özgünlük, sadece kendiniz olmak.
حرف"ا" يمثل الأصالة ، وهي أن تتصرف بطبيعتك وسجيتك.

Ama yetişkin olarak, kendi içimizde tatsız şekilde o kadar çok zaman geçiriyoruz ki sanki ÖAB'miz var gibi: özgünlük Açığı Bozukluğu.
لكن ككبار، نقضي الكثير من الوقت غير مرتاحين مع أنفسنا، وكأننا نعاني من ADD: إضطراب نقص الأصالة.

Gerçekten muhteşem bir hayran temeli oluşturdum, gerçekten çok tatlı ve bağlılar ve ben de sosyal platformumu, günlük olarak özgünlük ve kırılganlık alıştırması yapabileceğim bir tür Truva atı olarak kullanmaya karar verdim.
بنيتُ قاعدة جماهيرية رائعة حقًا، جميلة ومشاركة حقًا حقًا، وقررتُ استخدام منصتي الاجتماعية كنوع من حصان طروادة حيث استطعتُ ابتداع ممارسة يومية من الأصالة والضعف.