Ben hep onun iyiliğini istedim ama o hep... Bana karşı hep öfke besledi. | Open Subtitles | وكنت أريد دوماً الأصلح لأجله وهو احتقرني |
Kendi iyiliğini istiyorsan. | Open Subtitles | إذا كنت تعلم الأصلح لك. |
Her ikimizde sadece Laurel'ın iyiliğini istiyoruz. Ve bu da şu anda Oliver'ın yakınında olmak. | Open Subtitles | كلانا نريد الأصلح لـ (لورل)، والأصلح الآن هو بقاؤها بقرب (أوليفر). |
Senin için en iyi olanı yapıyorsun. | Open Subtitles | حسنٌ، امضِ في الطّريق الأصلح لكَ. كما تعلم، سواء كان طيّبًا أم سيّئًا. |
Herkes için en hayırlısı olduğuna inanırsan yaparsın. | Open Subtitles | إنك تفعلينه عندما تؤمنين بأنه الأمر الأصلح بالنسبة للجميع. |
- Hepimiz Emma'nın iyiliğini istiyoruz. | Open Subtitles | كلنا نريد الأصلح لـ(إيما). |
Sizi suçlamaya gelmedik efendim. Parti için en iyisinin bu olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحنُ لا نلقي باللوم عليك سيدي ولكننا نؤمن بأن هذا هو الأصلح للحزب |
Birşeylerle meşgul olmalıyım. Benim için en iyisi bu olacaktır | Open Subtitles | وإنما فقط أريد أن أبقى منشغلة، فربما هذا هو الأصلح لي. |
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim ama ben Dunshire için en iyi olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | أنا آسف أنـّي أخذلتُكَ ، لكنـّي فعلت ما ظننتُ بأنه الأصلح لـ"دونشير". |
Senin için en iyisi olduğunu düşündüğümüz şeyi yaptık. | Open Subtitles | كلنا فعلنا ما اعتقدنا أنه الأصلح لك |
Onun için en iyisinin ne olacağını düşünüyorsan, onu yap. | Open Subtitles | افعل ما تراه الأصلح بالنسبة له |