"The Originals"da daha önce... | Open Subtitles | ●سابقا في ● الأصليين |
The Originals'da önceki bölümler... | Open Subtitles | -سابقًا في ((الأصليين" ))..." -لن يحلّ سلام قطّ" " |
Ben de Kızılderili değilim. Çok kayak yaparım, hepsi bu. | Open Subtitles | أنا لست من المريكيين الأصليين أيضاً، أنا أتزلج كثيراً فحسب |
yerli nüfusun merkezinde oksijen biçimlenmesi daha hızlı yayılabilir, onları etkisiz hale getirin. | Open Subtitles | تشكيلات الأوكسجين يمكن أن تنتشر بسرعة أكبر في مراكز السكان الأصليين . تحييدهم |
O ismi hatırlıyorum. Orijinal 4400. | Open Subtitles | انا أتذكر هذا الإسم هو من الـ 4400 الأصليين |
Sen yeterince Köken kızdırdın, o sana bir ömür yeter. | Open Subtitles | لقد أغضبت ما يكفي من مصاصي الدماء الأصليين أثناء حياتك سأذهب أنا |
Daha önce The Originals'da... | Open Subtitles | "{\pos(190,240)}"... ((سابقًا في ((الأصليين |
Daha önce The Originals'da... | Open Subtitles | -{\pos(190,240)}"... ((سابقًا في ((الأصليين" |
The Originals'de önceki bölümler | Open Subtitles | "سابقًا في ((الأصليين))..." -من هذان؟ |
The Originals'ta önceki bölümler... | Open Subtitles | "سابقًا في ((الأصليين))..." |
1871: Kızılderili El Koyma Kanunu tüm Kızılderililer'i federal hükümetin vesayetine soktu. | TED | عام 1871: جعل قانون الاعتمادات للهنود الأصليين جميع السكان الأصليين تحت رقابة الحكومة الفيدرالية. |
Kızılderili'yi kızdıran? | Open Subtitles | ما الذي يجعل السكان الأصليين متحمسون دائماً ؟ |
Meksika Elçiliği'ni arayıp "yerli topluluk hakları" ortaklığı konusunda ağız aramalarını istedim. | Open Subtitles | حسناً، اتّصلتُ بالسفارة المكسيكيّة وطلبتُ منهم أن يقيسوا نبض حقوق السكّان الأصليين. |
yerli halkların çektikleri kolay düzeltilecek basit bir konu değil. | TED | لكن معاناة السكان الأصليين ليست عقبة سهلة لنعبرها |
Grubun tüm Orijinal üyelerinin sosis zehirlenmesi gibi gizemli bir dava dolaysıyla sahneye çıkamayacaklarını bildirmekten üzüntü duyarım. | Open Subtitles | أنا آسف لإعلان أنّ كلّ أعضاء الفرقة الأصليين قد أصيبوا بحالة تسمّم غامضة من نقانق فاسدة |
Evet, tüm binaya tekrar kablo döşenmeli. Orijinal adamlar gerçekten batırmış. | Open Subtitles | أسلاك المبنى بأكمله تحتاج لتجديد فالعمال الأصليين أتلفوها بالكامل |
Hadi gidip biraz Köken öldürelim. | Open Subtitles | دعنا نذهب لقتل بعض من مصّاصين الدماء الأصليين. |
Oradaki yerliler bunu vampirlerden korunmak için kullanıyor. | Open Subtitles | السكان الأصليين هناك يستخدمونه ليحموا أنفسهم من مصاصي الدماء |
Hükümet, Avustralya yerlilerine uyguladığı sindirme politikasına 1973'te kuzey bölgesinde resmen son verdi. | Open Subtitles | تخلت الحكومة رسمياً عن سياسة الإستيعاب للأستراليين الأصليين في الأرض الشمالية في 1973 |
Ingrid Griesen'le de Amerikan yerlilerinin kültürü hakkında bir ders almış. | Open Subtitles | عن حضارة السكان الأصليين مع انغريد غريسن لهذا يعرفون الكثير عني |
Sanırım Orjinal oyuncuları demek istedin. | Open Subtitles | أنت بالتأكيد تقصد الممثلين الأصليين فقد تم عرضها ثانية في عام 1973 |
Ama bana yalan söyledin Damon! Kökenler birbirleriyle bağlantılı. Biri ölürse hepsi ölür. | Open Subtitles | كذبت عليّ يا (دايمُن)، فكافّة الأصليين موصولين، فإن مات أحدهم مات الجميع. |
İşte Kızılderililer, bize Şükran günü nasıl kutlanırı öğretenler selam veriyor. | Open Subtitles | وهذه عربة تحيي الامريكيين الأصليين الذي علمونا كيف نحتفل بعيد الشكر |
Kızılderililerin şöyle bir ayi... | Open Subtitles | الآن، السكان الأصليين لديهم هذا التقليد |
Alaska Yerlileri için duymanın ne kadar önemli olduğuna kulak verin. | TED | أنصتوا إلى الأصوات التي تفسر سبب أهمية السمع بالنسبة لسكان ألاسكا الأصليين. |
Dinler, yerel inançlardan Yoruba dinine, Müslümanlığa ve Evanjelik Hristiyanlığa çeşitlilik gösteriyordu. | TED | الأديان تراوحت من معتقدات السكان الأصليين إلي ديانة اليوروبا و المسلمين و المسيحين الإنجيليين. |