Ayrıca çıkarttıkları yeni sesler sualtı ses dünyasını nasıl etkileyecek? | TED | وكيف تؤثر الأصوات التي تصدرها على بيئة الصوت تحت الماء؟ |
Ben de çıkardığı sesler yüzünden acı çekiyor falan sandım. | Open Subtitles | خلت أنّه قد يكون يتألّم من خلال الأصوات التي يصدرها. |
Demek istediğim, kalp atışlarımı hızlandıran seslerden hoşlanırım. | Open Subtitles | ما أعنيه أنني, أحب الأصوات التي تجعل قلبي يسرع نبضه. |
Tanıdığım en güzel seslerden birine hoş geldin demek istiyorum: | Open Subtitles | أعبّر عن إحترامي إلى واحد من أفضل الأصوات التي سمعتُها على الإطلاق. |
- Kitaplar zihnine yoğunlaşmana yardımcı oldu ve sesleri kesebildin. | Open Subtitles | الكتب تساعدك في غلق خيالك بذلك تخف الأصوات التي تسمعيها |
Onun derdi sadece Al Gore'un oylarını saymak. | Open Subtitles | إنه مهتم فقد بحساب الأصوات التي لصالحه |
Bu konuda bir şey yapabilir miyiz? Hiç verilmeyen Oyları geri alamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك استرجاع الأصوات التي لم يتم الادلاء بها |
Vokal gelişimi engellemek olağanüstü bir müzikal çeşitlilik ortaya koysa da, doğal olarak gelişen seslerin zaten inanılmaz bir çeşitliliği vardır. | TED | مع أن إعاقة نمو الصوت يمكن أن ينتج مدى موسيقي استئنائي، الأصوات التي تتطور بشكل طبيعي قادرة بالفعل على تنوع مذهل. |
Fakat türlerin ötesinde başka bir soru var: Her gün duyduğumuz sesler, yaptığımız müziği nasıl etkiliyor? | TED | لكن بعيدًا عن النوع الموسيقي، هناك سؤال آخر: كيف تؤثر الأصوات التي نسمعها كل يوم في الموسيقى التي نؤلفها؟ |
Sadece hoparlörden gelen sesler mi? | TED | هل هي وببساطة الأصوات التي يقوم بإصدارها المتحدث؟ |
Ancak bu sesler öncelikle başka hayvanlar ve deniz buzlarından kaynaklanır. Beraber evrimleştikleri bu sesler yaşamlarını sürdürmek için hayati bir önem taşır. | TED | ولكن هذه الأصوات تنبعث أساسًا من الحيوانات الأخرى أو من الجليد البحري، وهذه هي الأصوات التي عاشت معها، وهذه هي الأصوات الضرورية لبقائها. |
Bu durumda Hindistan'daki sesler sonuçsuz kalır. | Open Subtitles | هذا قد يعني أن الأصوات التي سمعناها في الهند قد وصلت بنا إلى طريق مسدود |
* Kafanın içindeki sesler buradaki insanların düşünceleri, bu odadaki herkesin. | Open Subtitles | هذه الأصوات التي تسمعيها عبارة عن تفكير كل شخص في هذه الغرفة |
Duyduğunuz sesler gerçek atımlardan. Korkuyu içinizden atacaksınız. | Open Subtitles | إن الأصوات التي تسمعونها ليست من حولكم ستخرجون الخوف من داخلكم |
Öyle, duyduğum en kötü seslerden birisi. | Open Subtitles | نعم، إنه أحد أسوأ الأصوات التي سمعتها في حياتي |
Ama ahırda duyduğum seslerden biri de onun sesiydi. | Open Subtitles | . ولكنه كان واحد من الأصوات التي سمعتها بالحظيرة |
Lito Rodriguez, kafandaki seslerden biri mi? | Open Subtitles | "ليتو رودريغوز" أحد الأصوات التي في رأسك؟ |
Çıkardıkları seslerden nefret ediyorum. | Open Subtitles | لا أحب الأصوات التي تصدرها |
Ama diğeri için, sadece yalnızlık zihnimizde yankılanan sesleri dışında tek bir dostun bile kalmadığı bir terk edilmişlik kalacak. | Open Subtitles | أما بالناحية الاخرى فلا يوجد سوى القفر حيث الفراغ ولا يوجد أحد كرفيق سوى هذه الأصوات التي ترنّ في رؤوسنا |
ve klavyede duydukları sesleri çabucak taklit etmeye başladılar. | TED | فبدآ بسرعة في تقليد الأصوات التي كانا يسمعانها على اللوحة. |
Onun derdi sadece Al Gore'un oylarını saymak. | Open Subtitles | إنه مهتم فقد بحساب الأصوات التي لصالحه |
Elimizde olmayan Oyları kazanmaya çalışmamız gerek. | Open Subtitles | يجب أن نكون هناك لمغازلة الأصوات التي لم تصوت. |
Bana seslerin gittiğini söylemişti. | Open Subtitles | وقد أخبرني بأن الأصوات التي يسمعها رحلت، |