Farklı ırktan komşusu olmayanlar ırklar arası evliliğe 2 kat daha fazla karşı çıkma eğilimindeler. | TED | الاشخاص الذين لاجيران ملونين لهم احتمال ضِعفهم اقرب أن يعترض علي زواج الأعراق المختلفة، من المؤيدين له. |
Koyu tenli ırklar açık tenli ırklara ilgi duyar. | Open Subtitles | ما أثق بكونه حقيقة عالمية وهو أن الأعراق ذوي البشرة الداكنة ينجذبون الى ذوي البشرة الفاتحة |
Dürüst olmak gerekirse, ırk konusu Amerika'da düzelir mi bilmem. | TED | لنكون صريحين، أنا لا أعرف إذا كانت علاقات الأعراق ستتحسن. |
Bütün ırk ve mezhepten insanlar barış ve uyum içinde yaşar. | Open Subtitles | فسيحيا كلّ الناس من كافة الأعراق والأديان في سلام ووئام |
Oh, hayır. Bu çok ırklı televizyon çetesi, içinde beyazlar da var. | Open Subtitles | لا,انها عصابة التلفزيون متعددة الأعراق تتضمن الشباب البيض |
Ben şu an ırkları, renkleri ve dinleri biraraya getirerek iyi bir şey.... yaptığımı hissetmek için bir sosyo-filozofik bakış açısına ihtiyaç duyuyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الضروري أن يكون لدينا نص اجتماعي أنا أفعل خيراً بالمعرفة وذلك بخلط الأعراق والألوان |
Düşük gelirli topluluklar ve değişik ırklardan topluluklar nesillerdir bunu biliyor. | TED | المجتمعات محدودة الدخل، والمجتمعات متعددة الأعراق قد عرفت ذلك لأجيال. |
Oh, o kaosa, sivil savaşa, ırklar arasındaki kine sahipti. bu tamamen saçmalık. | Open Subtitles | كانت البلاد في حال من الفوضى والكراهية بين الأعراق |
Bütün ırklar sevgiyle, uyum içinde beraber yaşayacaklar. | Open Subtitles | كل الأعراق تعيش مع بعضها البعض بسلاموحب. |
Ben diğer ırklar tarafından, içerden bir muhalefetle karşılaştığımda daima acımasız davrandım. | Open Subtitles | وكنت دائما ما أكون قاسيا عندما أواجه مثل هذه المعارضة الداخلية من قبل الأعراق الأخرى وهذه هي الطريقة الوحيدة الممكنة |
Al, tüm ırklar arasında, onlar en soysuz kumarbazlardır. | Open Subtitles | إنهم أكثر المقامرين انحطاطاً بين الأعراق كلها |
Güney Afrika'da tüm ırklar, özgürlük ve eşitlik bayrağını dalgalandırdılar. | Open Subtitles | رفرف علم الحرية والمساواة بين جميع الأعراق في أرجاء جنوب إفريقيا |
Ama cinsiyet ile ırk arasında büyük bir fark olduğunu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك الجدال بشأن الإختلاف الأعراق و الجنس ؟ |
Merak etme, çeşitlilik maskaralığına devam edebilesin diye farklı ırk ve etnik özellikte olan bir grup yarattım. | Open Subtitles | ولا تقلق، حصلت على خليط من العرق الأعراق حتى تستطيع المواكبة مع أمثالك النادرين. |
Benim ırk savaşı hazırlık torbamdaki fener gibi. | Open Subtitles | مثل المصباح اليدوي في حقيبة إستعدادات حرب الأعراق خاصتي |
Geçen sene geçirdiği kalp krizinden sonra, her ırktan ve renkten mahkumlarla çalışmaya devam etmiştir, özellikle gençlerle, iyi bir yaşama kavuşmaları için yol göstermiş, bilgilendirmiştir. | Open Subtitles | حتى بَعدَ أن تعرَّضَ لنوبةٍ قلبية العام الماضي استمَرَ في العملِ معَ السُجناء من مُختلَف الأعراق و الألوان خاصةً اليافعين، ليُرشدَهُم و يقودهُم نحوَ حياةٍ أفضَل |
Kesinlikle, Nuremberg duruşması sırasında hissettiğim tüm o korkular ölen o 6 milyon Yahudi, muhalifler ya da başka ırktan insanların baskı ve korkutmaları beni derinden sarsmıştı. | Open Subtitles | كلّ الرعب الذى سمعته أثناء محاكمات نوريمبرج الستة ملايين يهودى، والمنشقّون أو الأشخاص من الأعراق الأخرى |
Çok ırklı arkadaş grubu takılmak ister misiniz? | Open Subtitles | مرحباً أيها المجموعة المتعددة الأعراق أتريدون التسكع؟ |
Birbirlerine karşı ırkları oynuyorlar. Adamların taktiği bu! | Open Subtitles | أنهم يحرضون الأعراق على بعضهم, هذه هي إستراتيجيتهم |
Farklı ırklardan köleler vardı. Yahudi köleler. | Open Subtitles | لقد كان هناك عبيد لعديد من الأعراق هناك العبيد اليهود |
Algoritmalarımıza farklı etnik gruplardan, yaşlardan, cinsiyetlerden gülümsediğini bildiğimiz on binlerce örnek veririz ve aynısını zoraki tebessüm için de yaparız. | TED | أضفنا لخوارزمياتنا العشرات من الآلاف من الأمثلة لأشخاص نعلم أنهم يبتسمون بحق، من مختلف الأعراق والأعمار والأجناس، ونفس الشيء للبسمة الصفراء. |
- Tüm ırklarla ilişkim oldu. | Open Subtitles | سأكون رومانسي مع جميع الأعراق |
Tıpkı Kızıl Şahinler gibiler ve ırkların sentezini istemiyorlar. | Open Subtitles | مثل الصقور الاحمر وكالصقور الحمر يقرهون تمازج الأعراق |