"الأعمق" - Translation from Arabic to Turkish

    • derin
        
    • parlaksa
        
    Ancak, bu güçleri es geçerseniz, varacağınız noktanın, daha derin bir itici, ve problemin özü olan, zamanın kendisi hakkında ne düşündüğümüz olacağını düşünüyorum. TED لكن إذا تخترقون هذه الدوافع، تحصلون على ما قد يكون الدافع الأعمق لب المسألة, وهي الطريقة التي نفكر بها في الوقت نفسه.
    Ve gemi suyun, yüzeyinde gider. Ama bu arada derin sular, yani bilinçaltı dümeni yönetir. Open Subtitles بينما المياه الأعمق يُبحرُ اللاشعورُ الدفّةَ.
    Dedem çitlerin dışındaydı, ben de en derin yere gittim. Open Subtitles كان جدي يشاهدني من خلف السور، وذهبتُ لأقف في الصف في الجانب الأعمق.
    Evrenin en derin kanunlarıyla başa çıkabilecek beyin yapısına, nöron bağlantılarına sahip olduğumuzu iddia edebilir miyiz? Open Subtitles كيف نعلم أننا جاهزين لفهم القوانين الأعمق للكون؟
    En geniş dereden en derin çukura. Open Subtitles من الشق الأرضى الأكثر إتساعا، إلى الأخدود الأعمق.
    Buraya gelmelisin en derin dürtülerine uyarak şimdiye kadar sessiz kalmış o dileğin peşine düşerek. Open Subtitles يجب أن تأتي إلى هنا بحثاً عن حافزِك الأعمق بحثاً عن تلك الأمنية
    Kadın ve erkeğin arasındaki en derin yakınlık özel bir şeydir ve gizli kalmalıdır. Open Subtitles الشكل الأعمق للألفة بين رجل و إمرأة يجب ان يكون امر سري وخاص جدا
    Sonra biz esas bombayı patlattık, bu da ikinci ve daha derin damarın dönüşümünü başlattık. Open Subtitles ثمّ فجّرنا القنبلة، التي بدأت تحويل العرق الثاني الأعمق.
    Ne diyorsun Russ? Yarın derin sulara açılalım mı? Open Subtitles أستتوجه إلى الأعمق في الماء با لغد يا راسل ؟
    "En derin korkumuz, sonsuz bir güce sahip olmamızdır. Open Subtitles خوفنا الأعمق بأنّنا قويين خارجنطاق القياس
    İyice açılmaya başladığında daha derin sorunlara inebileceğiz. Open Subtitles وكلما زادت تقدماً, ربما نتمكّن من أن نسلّط الضون على المشاكل الأعمق كما انها تتحدّث أكثر
    Tehlikedeki yavruları yandaki daha derin gölete ulaşabilsin diye bir kanal kazmaya başlar. Open Subtitles لقد بدأ فى حـفر قـناه لتمكين صغاره المعرضين للخطر فى الوصول إلى الـبـِركه القريبه الأعمق
    Küresel ısınma deniz sıcaklıklarını artırdığından balıklar kıyılardan çok daha uzağa, daha derin ve daha soğuk sulara gitmeye zorlanabilir. Open Subtitles بقيام الاحتباس الحراري على رفع حرارة االبحار فقد يجبر السمك على الابتعاد أكثر عن الساحل إلى الماء الأعمق والأبرد
    Sanki ona en derin, en karanlık arzularını sunar cinsten. Open Subtitles هذا يبدو كأنها تقدم له رغباته الأعمق, والأحلك
    En derin noktasında yedi mildir, ancak ortalama olarak, yuvarlayacak olursak altı mil. Open Subtitles سبعة أميال في النقطة الأعمق و بالمتوسط ستة أميال
    En kişisel arzularını en derin korkularını bu odada anlatırdı. Open Subtitles أكثر رغباتِها العميقةِ مخاوفها الأعمق - هنا في هذه الغرفةِ
    Eskiden buraya gelir, en derin kısımlarına doğru kulaç atardım. Open Subtitles لقد اعتدت الخروج إلى هنا وأسبح إلى الجزء الأعمق
    Tribin en derin yerinde yani en uzaklardayken, küvette oturuyordum. Open Subtitles عندما كنت في أعمق جزء من الرحلة، الأعمق كليًّا،
    Geçirdiğim sıkıntılı gecenin altında daha derin bir şeyler arıyorsun. Open Subtitles انت تحاول أن تكتشف بعض المعنى الأعمق لحصولي على ليلتين سيئتين
    O benimdi olmasıdır Doğu Almanya, dünyanın en derin. Open Subtitles هذا لأننا نهبط إلى منجم معادن حفره الألمان .. الأعمق في العالم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more