Meydan okuyan beklentiler, Körler, berbat tarzını devam ettirir. | Open Subtitles | تحدّياً للتوقعات، فلازال الأعمى يحتفظ بحسّ التأنّق. |
kör bir adam bile elmasların onun cebinde bulunduğunu görebilir. | TED | يمكن للرجل الأعمى أن يرى أن الماس ينتهي في جيبه. |
Neden bir an bu odadaki tek körün ben olmadığımı hissettim acaba? | Open Subtitles | كيف كان شعورك أنا لست الشخص الوحيد الأعمى في هذه الغرفة؟ |
Hindistan’da yüz binlerce insanın ölümüne ve Hindistan'daki Körlerin yarısının kör olmasına neden olan bir hastalık sona erdi. | TED | أمراض التي أودت بحياة مئات الآلاف في الهند، والعمى نصف جميع أولئك الذين قدمت الأعمى في الهند، وانتهت. |
İşte planım bu. Âmâ adamın bahçesine gireceğim ve köpeği çalacağım. | Open Subtitles | إذن، هذه خطتي، سأقتحم ساحة الرجل الأعمى وأخطف الكلب. |
Bildiğim kadarıyla hiçbir şey. Köre bir sadaka. | Open Subtitles | لا شىء على حد علمى من آجل الأعمى , من آجل الأعمى |
- kör bir adam mı dert olacak? | Open Subtitles | الرجل الأعمى العجوز يسبب لكَ مشاكل ؟ |
Yani bu devlet sayılarına muhtacız, fakat körü körüne kabul etmekten ya da reddetmekten kurtulmalıyız. | TED | لذا نحتاج أرقام الحكومة هذه، ولكن علينا أيضاً تجاوز القبول الأعمى أو الرفض الأعمى لهم. |
Şimdi yumuşamaya kalkma! Seniz zayıflığın, babana ve kardeşine olan körlemesine nefretin. | Open Subtitles | إن ضعفكَ هو كُرهكَ الأعمى لأبيكَ وأخيكَ. |
Sırtında, okuyabilmesi için körün vardı Körler alfabesi. | Open Subtitles | و على ظهرها، من أجل الأعمى كانت نفس المعلومة بلغة برايل |
Bence kesinlikle Körler için de birşey vardır. | Open Subtitles | أنا واثقة من مؤهلات الأعمى أيضاً |
Derler ki kör bir adam önündeki engelleri, yüzüne etkiyen hava basıncından algılayabilirmiş. | Open Subtitles | ..يقولون أن الرجل الأعمى يُحسّ بالعوائق التي تواجهه من ضغط الهواء على وجهه |
Bilmeliydim. Demek zavallı kör bir adama acımak için döndün. Bu kadar mı? | Open Subtitles | والآن قد عدت لكي تشفقي عليّ على هذا الرجل الأعمى المسكين, أليس كذلك؟ |
- Bu körün inançları insanları ölüme sürükler. | Open Subtitles | هذا الإعتقاد الأعمى يدفع الناس الى الموت. |
Körlerin, gözlerini kaybettikten sonra, daha hassas ve dikkatli olmaya başladıkları söylenir. | Open Subtitles | يقولون ان الرجل الأعمى يصبح اكثر انتباه بفعل التعويض |
Âmâ biri bir ses duyduğunda gözleri o tarafa yönelir. | Open Subtitles | عندما يسمعُ الأعمى صوتًا، فعيناه تتحرك بشكل طبيعي إلى إتجاه ذلك الصوت. |
Bu "Topal Köre yol gösterecek"den daha açık bir ifade. | Open Subtitles | هذا أوضح بكثير من الكسيح الذي يقود الأعمى |
- Kör adamın mı? - Evet. | Open Subtitles | أيخص هذا الرجل الأعمى ؟ |
Hâlâ takipçisi olacağımız bir örnek şu: Geleneksel fikirlerin ve çoğunluğun peşinden körü körüne gitmemek ve gerçekten değerli olanın ne olduğunu derinlemesine düşünmek. | TED | وهذا مثالٌ لا يزال بوسعنا اتباعه: عدم الاتباع الأعمى لوجهات النظر التقليدية أو ذات الأغلبية، ولكن ينبغي التأنّي والتفكير مليّاً حول ماهيّة القيم الحقيقية. |
Ritüellere ve otoriteye olan körlemesine itaate karşıydı. | Open Subtitles | وكان يحتج ضد الرضوخ الأعمى للتقاليد والسلطات |
Aşktan ya da şehvetten gözü kör olmuş sanırım. | Open Subtitles | فماذا تعتقد؟ أنه مثل الأعمى بالحب أو ما شابه |
Aslında, sadece kıçımın üstünde oturacağım, muhtemelen'Blind Date' izlerken... büyükçe bir'Haagen-Dazs' yiyor olacağım. | Open Subtitles | في الحقيقة سوف أكون جالسة على مؤخرتي فقط من المحتمل أن آكل كل البطاطا من هاجين داز بينما أراقب الموعد الأعمى |
Yılan oyunu ve körebe gibi... çocukça oyunlarıyla dolu olan. | Open Subtitles | مملوئين بألعاب الصبية، بالتعابين والسلالم وخدع الرجل الأعمى |
kör olan birisi köseye koyulacak parçanin pürüzsüz kenarlarini hissedebilirdi! | Open Subtitles | في الحقيقة الإنسان الأعمى يمكنه الإحساس بالنهايات المنحنية لقطعة زاوية |